Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, Alzheimer hakkında bilgi verdi

SAĞLIK 21.07.2015 - 17:35, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, Alzheimer hakkında bilgi verdi

Alzheimer hastalığı 65 yaş ve üzerindeki kişilerde en sık görülen tıbbi bir sorundur. Toplumdaki ‘yaşlılar unutkan olur’ bu hastalık değil doğal bir durumdur’ kanısı bu hastalığın tanısını geciktirmekte ve zorlaştırmaktadır. Alzheimer Hastalığı bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bu hastalıkta artırıcı ve azaltıcı faktörlerin bulunduğunu ifade eden Isparta Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, “Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir” dedi. En önemli yaşlılık hastalığı olan ve yaşlanan kişilerin korkulu rüyası haline gelen Alzheimer göz ardı edilemez, hafife alınamaz bir halk sağlığı sorunu olmuştur. Orta yaşlarda alınabilecek tedbirlerle başlangıcının geciktirilebileceği bireylere öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, bu hastalığın özellikle 65 yaşından sonra oluştuğunu söyledi. Alzheimer Hastalığı’nın bir çok rahatsızlıkla ortaya çıktığını belirten Adanır şöyle konuştu; “Alzheimer’da ilk belirti bellek bozukluğudur. Zamanla bellek bozukluğu hastanın kendi eş ve çocuklarının isimleri gibi daha önceden iyi hatırladığı bilgileri hiç hatırlamamasına kadar gider. Hasta bulunduğu zamanı ve olayları hatırlayamaz. Eşyaları kullanmayı beceremez. Dışarıda bildiği mekânı tanıyamaz ve kaybolur. Konuşma bozulur. İsimleri aklına getiremez. Zamanla beceri gerektiren işler bozulur. Bu arada davranış bozuklukları, depresyon ve karakter değişiklikleri gibi ruhsal problemler ortaya çıkar. Kilo kaybı, uyku bozukluğu oluşabilir. HASTALIK TEDAVİ EDİLEMEZ ANCAK YAVAŞLATILABİLİR Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir. Birinci nedeni bilinmemekle birlikte artırıcı ve azaltıcı faktörler var. Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında 1000 kişiden 65’inde görülüyor. Alzheimer, eğitim durumu ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor. Alzheimer’i azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir. MUTLAKA İLAÇ KULLANILMALI Günümüzde Alzheimer Hastalığı´nı tümüyle ortadan kaldıran bir tedavi bulunmamakta ise de kullanılan ilaçlar hastalığın ilerleme hızını kısmen yavaşlatabilmekte ve hastalığın bir kısım belirtilerini geçici bir süre de olsa azaltabilmektedir. Tedavi esas olarak ilaç kullanımı ve hasta bakımından oluşmaktadır. İlaçlar uykusuzluk, amaçsız gezinme, anksiyete, ajitasyon, hayaller, halüsinasyon ve depresyon gibi Alzheimer Hastalığı´na sık olarak eşlik eden davranışsal belirtileri iyileştirmeye yardım eder. Amaç çoğunlukla hastanın daha rahat bir yaşam sürmesi ve hasta yakınlarının hastanın bakımını daha kolay sürdürmelerine destek olmaktır. Hastaların günlük yaşam kalitesini düşüren unutkanlık ve ilişkili beceri kayıplarını geciktirmeyi hedefleyen bir tedavi yaklaşımı izlenir, hastaların beyinlerinde ilerleyici hücre ölümü sonucu eksilen asetilkolin miktarını arttırmak için asetilkolin esteraz enzimini inhibe eden bir takım ilaçlar verilir. Diğer bir ilaç yaklaşımı Alzheimer hastalarının beyinlerinde artmış bir madde olan glutamatı azaltmaya yönelik olarak kullanılan memantin’dir. Alzheimer tanısı konduğunda hastaların ve ailelerinin durumla baş etmelerine yardımcı olacak.destekleyici önlemler belirlenir, hastalık, bakım ve tedavi seçenekleri konusunda bilgi edinmeleri, hastaya nasıl davranılması gerektiğini öğrenmeleri sağlanır. , EGZERSİZ YAPIN Yaklaşık her 10 aileden birinin Alzheimer hastası olan bir akrabası bulunmaktadır. Büyük çoğunluğu evde yaşayan Alzheimer hastalarının bakımı genellikle tam gün ya da kısmi olarak aile üyeleri tarafından yapılmaktadır. Hasta bakımı birçok zorluğu birlikte getirir, hasta yakınının sabırlı, anlayışlı, sevecen ve çoğunlukla da yaratıcı olmasını gerektirir. Hastanın halen hoşlanmakta olduğu şeylere odaklanması sağlanmalıdır. Günlük etkinliklerin, aranabilecek telefon numaralarının ve bir fincan çay yapmak gibi basit işlerin nasıl yapılabileceğine ilişkin talimatların yazıldığı bir liste hazırlanabilir. Huzurlu ve istikrarlı bir ev ortamının oluşturulması gereklidir. Yeni durumlar, gürültü, kalabalık, hatırlamaya zorlanmak ya da zor bir işin yapılmasının istenmesi hastada huzursuzluk yaratabilir. Hastanın huzursuzluğu arttıkça, durumu da bozulacaktır. Bazı hastalarda amaçsızca gezinme sık karşılaşılan bir sorundur. Dolayısıyla dikkatlice gözetim altında tutulmaları gerekebilir. Telefon numarasının , yakınlarının adres ve isimlerinin yazıldığı bir cep kartı yararlı olabilir. Ayrıca hastanın, bakımı üstlenen kişiler tarafından uzun günlük yürüyüşlere çıkarılmasının bu gezintileri önleyeceği söylenebilir. Alzheimer hastasıyla konuşurken, hastayla basit cümleler kullanarak yavaş bir tempoda konuşulmalıdır ve yanıt vermeye zorlanmamalıdır. Ev ortamı güvenli ve bildik bir hale getirilmelidir. İlaçlar, alkollü içecekler, silahlar, zehirli maddeler, tehlikeli araçların durduğu dolaplar kilitli tutulmalıdır. Alzheimer hastalarında egzersiz birçok yarar sağlar. Egzersizin başlıca yararları arasında kas gücünün artırılması ve kalp-damar sağlığı yer almaktadır. Ayrıca, depresyon belirtilerinin azaltılması, hareket becerilerinin korunması ve sakinleştirici bir etki yaratması açısından da yararlı olabilir. Toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekir ve bu hastalığa ilişkin bilincin artması ve erken dönemde, hastanın günlük yaşamıyla ilgili düzenlemeler, hasta bakımı ve ilaçlardan oluşan tedaviye başlanması, gerek hasta ve hasta yakınlarının yaşamlarının daha kolaylaşmasına gerekse bu hastalığın topluma getirdiği yüklerin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bunun en önemli basamaklarından birisi toplum, doktorlar, hastalar, hasta yakınları ve hasta-meslek örgütleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesidir.”

Alzheimer hastalığı 65 yaş ve üzerindeki kişilerde en sık görülen tıbbi bir sorundur. Toplumdaki ‘yaşlılar unutkan olur’ bu hastalık değil doğal bir durumdur’ kanısı bu hastalığın tanısını geciktirmekte ve zorlaştırmaktadır.


Alzheimer Hastalığı bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bu hastalıkta artırıcı ve azaltıcı faktörlerin bulunduğunu ifade eden Isparta Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, “Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir” dedi.


En önemli yaşlılık hastalığı olan ve yaşlanan kişilerin korkulu rüyası haline gelen Alzheimer göz ardı edilemez, hafife alınamaz bir halk sağlığı sorunu olmuştur. Orta yaşlarda alınabilecek tedbirlerle başlangıcının geciktirilebileceği bireylere öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Nöroloji Uzmanı Mustafa Adanır, bu hastalığın özellikle 65 yaşından sonra oluştuğunu söyledi.


Alzheimer Hastalığı’nın bir çok rahatsızlıkla ortaya çıktığını belirten Adanır şöyle konuştu; “Alzheimer’da ilk belirti bellek bozukluğudur. Zamanla bellek bozukluğu hastanın kendi eş ve çocuklarının isimleri gibi daha önceden iyi hatırladığı bilgileri hiç hatırlamamasına kadar gider. Hasta bulunduğu zamanı ve olayları hatırlayamaz. Eşyaları kullanmayı beceremez. Dışarıda bildiği mekânı tanıyamaz ve kaybolur. Konuşma bozulur. İsimleri aklına getiremez. Zamanla beceri gerektiren işler bozulur. Bu arada davranış bozuklukları, depresyon ve karakter değişiklikleri gibi ruhsal problemler ortaya çıkar. Kilo kaybı, uyku bozukluğu oluşabilir.


HASTALIK TEDAVİ EDİLEMEZ ANCAK YAVAŞLATILABİLİR

Alzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir. Birinci nedeni bilinmemekle birlikte artırıcı ve azaltıcı faktörler var. Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında 1000 kişiden 65’inde görülüyor. Alzheimer, eğitim durumu ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor. Alzheimer’i azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir.


MUTLAKA İLAÇ KULLANILMALI

Günümüzde Alzheimer Hastalığı´nı tümüyle ortadan kaldıran bir tedavi bulunmamakta ise de kullanılan ilaçlar hastalığın ilerleme hızını kısmen yavaşlatabilmekte ve hastalığın bir kısım belirtilerini geçici bir süre de olsa azaltabilmektedir. Tedavi esas olarak ilaç kullanımı ve hasta bakımından oluşmaktadır. İlaçlar uykusuzluk, amaçsız gezinme, anksiyete, ajitasyon, hayaller, halüsinasyon ve depresyon gibi Alzheimer Hastalığı´na sık olarak eşlik eden davranışsal belirtileri iyileştirmeye yardım eder. Amaç çoğunlukla hastanın daha rahat bir yaşam sürmesi ve hasta yakınlarının hastanın bakımını daha kolay sürdürmelerine destek olmaktır. Hastaların günlük yaşam kalitesini düşüren unutkanlık ve ilişkili beceri kayıplarını geciktirmeyi hedefleyen bir tedavi yaklaşımı izlenir, hastaların beyinlerinde ilerleyici hücre ölümü sonucu eksilen asetilkolin miktarını arttırmak için asetilkolin esteraz enzimini inhibe eden bir takım ilaçlar verilir. Diğer bir ilaç yaklaşımı Alzheimer hastalarının beyinlerinde artmış bir madde olan glutamatı azaltmaya yönelik olarak kullanılan memantin’dir. Alzheimer tanısı konduğunda hastaların ve ailelerinin durumla baş etmelerine yardımcı olacak.destekleyici önlemler belirlenir, hastalık, bakım ve tedavi seçenekleri konusunda bilgi edinmeleri, hastaya nasıl davranılması gerektiğini öğrenmeleri sağlanır.

,
EGZERSİZ YAPIN

Yaklaşık her 10 aileden birinin Alzheimer hastası olan bir akrabası bulunmaktadır. Büyük çoğunluğu evde yaşayan Alzheimer hastalarının bakımı genellikle tam gün ya da kısmi olarak aile üyeleri tarafından yapılmaktadır. Hasta bakımı birçok zorluğu birlikte getirir, hasta yakınının sabırlı, anlayışlı, sevecen ve çoğunlukla da yaratıcı olmasını gerektirir. Hastanın halen hoşlanmakta olduğu şeylere odaklanması sağlanmalıdır. Günlük etkinliklerin, aranabilecek telefon numaralarının ve bir fincan çay yapmak gibi basit işlerin nasıl yapılabileceğine ilişkin talimatların yazıldığı bir liste hazırlanabilir. Huzurlu ve istikrarlı bir ev ortamının oluşturulması gereklidir. Yeni durumlar, gürültü, kalabalık, hatırlamaya zorlanmak ya da zor bir işin yapılmasının istenmesi hastada huzursuzluk yaratabilir. Hastanın huzursuzluğu arttıkça, durumu da bozulacaktır. Bazı hastalarda amaçsızca gezinme sık karşılaşılan bir sorundur. Dolayısıyla dikkatlice gözetim altında tutulmaları gerekebilir. Telefon numarasının , yakınlarının adres ve isimlerinin yazıldığı bir cep kartı yararlı olabilir. Ayrıca hastanın, bakımı üstlenen kişiler tarafından uzun günlük yürüyüşlere çıkarılmasının bu gezintileri önleyeceği söylenebilir. Alzheimer hastasıyla konuşurken, hastayla basit cümleler kullanarak yavaş bir tempoda konuşulmalıdır ve yanıt vermeye zorlanmamalıdır. Ev ortamı güvenli ve bildik bir hale getirilmelidir. İlaçlar, alkollü içecekler, silahlar, zehirli maddeler, tehlikeli araçların durduğu dolaplar kilitli tutulmalıdır. Alzheimer hastalarında egzersiz birçok yarar sağlar. Egzersizin başlıca yararları arasında kas gücünün artırılması ve kalp-damar sağlığı yer almaktadır. Ayrıca, depresyon belirtilerinin azaltılması, hareket becerilerinin korunması ve sakinleştirici bir etki yaratması açısından da yararlı olabilir.


Toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekir ve bu hastalığa ilişkin bilincin artması ve erken dönemde, hastanın günlük yaşamıyla ilgili düzenlemeler, hasta bakımı ve ilaçlardan oluşan tedaviye başlanması, gerek hasta ve hasta yakınlarının yaşamlarının daha kolaylaşmasına gerekse bu hastalığın topluma getirdiği yüklerin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bunun en önemli basamaklarından birisi toplum, doktorlar, hastalar, hasta yakınları ve hasta-meslek örgütleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesidir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.