KESİCİ: GÖL SADECE UNVANLARLA KORUNMAZ

ISPARTA 01.07.2022 - 15:05, Güncelleme: 01.07.2022 - 15:05
 

KESİCİ: GÖL SADECE UNVANLARLA KORUNMAZ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde Isparta programında Eğirdir Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edileceğini söyledi. Peki, Eğirdir Gölü’nü ÖÇKB kurtarabilecek mi? TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, gölün sadece unvanlarla korunamayacağını belirterek “Uygulama oksa hiçbir şey yoktur” dedi. Dr. Kesici, Eğirdir Gölü’nün kurumasına karşı yürütülen mücadelenin 40 yıllık serüvenini de anlattı.
Isparta'nın dört ilçesinin sınırları içinde bulunan ve göl yüzeyi 520 kilometrekareden 400 kilometrekarelere, ortalama su seviyesi 16 metreden 6 metreye kadar gerileyen Eğirdir Gölü… Eğirdir, Gelendost, Senirkent ve Yalvaç ilçeleri sınırları içinde bulunan Eğirdir Gölü 6 Ocak 2021 Çarşamba günkü Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle, doğal sit alanı statüsü değiştirilerek 'Kesin Korunacak Hassas Alan' olarak tescil ve ilan edilmişti. Son yıllarda Türkiye'nin birçok göl ve diğer su kaynaklarında olduğu gibi Eğirdir Gölü'nde de ciddi su kaybı ve kirliliğe bağlı sorunlar yaşanıyor. 25 Haziran tarihinde çeşitli temaslarda bulunmak üzere Isparta’ya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Eğirdir Gölü’nü ve etrafındaki yerleşim bölgelerini Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan etme çalışmalarına başladıklarını ifade etmişti. GELECEĞE TAŞIYACAĞIZ Bakan Kurum, Isparta ziyaretinde “Şu anda doğal sit alanı olarak koruduğumuz Eğirdir Gölü’nü ve etrafındaki yerleşim bölgelerini Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan etme çalışmalarına başlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla ÖÇK ilan edeceğimiz bu bölgeye hızlıca ileri teknoloji arıtma tesislerimizi kuracağız. Tüm atık suları arıtacağız; göle arıtılmış dahi olsa atık suların ulaşmasına engel olacağız. Eğirdir’in su seviyesini koruyacak, geleceğe en temiz, en güzel, en doğal haliyle taşıyacağız” açıklamalarında bulunmuştu. Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ile Özel Çevre Koruma Bölgesi unvanın Eğirdir’e ne kazandıracağını konuştuk. Dr. Kesici, “Biliyorsunuz Eğirdir Gölü ülkemiz açısından stratejik bir göl. Savaşta, kıtlıkta, açlıkta içme suyu olarak kullanılacak bir göl. Ancak, özellikle 1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü’nün giderek kirlendiğini, kuruduğunu görüyoruz” dedi. UYGULAMA YOKSA HİÇ BİR ŞEY YOK 1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü’nün korunması için bir çok çalışma yapıldığını anlatan Dr. Kesici, “1983’te İçme Suyu ve Su Kirliliği yönetmeliği çıktı. Kıyı kanunları çıkarıldı. 1988’de Çevre Kanunu çıkarıldı ve yaptırımlar genişletildi. 2008 yılında su kirliliği kanunu çıkarıldı. Özel Hükümler getirildi. Ancak, süreç içerisinde baktığımız zaman her geçen gün bir öncekinden daha kötü Eğirdir Gölü için” dedi. Yasalar, yönetmelikler ve çeşitli unvanlarla gölün korunamayacağını kaydeden Kesici, “Evet yasalarımız önemli, yönetmeliklerimiz önemli. Bugün geldiğimiz nokta da Eğirdir Gölü’nün Özel çevre Koruma Bölgesi ilan edilecek olması çok ama çok önemli. Ancak, bu unvanlar gölü korumak için yeterli değil. Eğer uygulama yoksa hiçbir şey yoktur. Uygulama da esneklikler olduğu zaman gölü korumamız mümkün değildir” şeklinde konuştu. MESSİ TRİBÜNDE TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Bir futbol kulübü düşünün. Messi’yi transfer etmiş. O takım Messi’yi oynamaz da tribünde maç izletirse başarılı olabilir mi? Elbette olamaz. Söylemek istediğim şey de bu işte. Biz yasalarla, unvanlarla Messi’yi almış oluyoruz. Ama, uygulama. Uygulama yok. Messi tribünde. İşte bu yüzden Eğirdir Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi iklan edilecek olması önemli. Ama uygulamanın tam olarak hayata geçirilmesi gerekiyor” görüşünde bulundu. Kesici, “Bakın Eğirdir’de hala doğalgaz yok. Neden? Eğirdir Gölü yılın 8 ayı dumanın, isin altında. Eğirdir’in nüfusu neden azalıyor? Bunları bir düşünmek lazım” dedi. FELAKETİ YAŞAYARAK ÖĞRENİYORUZ Dr. Kesici, kuraklık sorununa da dikkat çekerek; “Biz birçok şeyi felaketi yaşayarak öğreniyoruz. Türkiye’de yüzlerce üniversite varken, internette bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, bilim insanları bas bas bağırırken, bilimin ışığı varken hâlâ akılsızlığa devam edersek, felaketleri hâlâ yaşayarak öğrenme durumuna bırakırsak bu çok büyük bir tehlike. Bilim felaketleri öngörüyorken bunu yaşamadan önlemeye bakmamız lazım. 30 senedir göllerin kuruyacağını söylüyoruz zaten. Doğal gölleri su deposu olarak düşünmememiz, bunun biyolojisini, ekolojisini de düşünmemiz gerekir diyoruz. İklimi belirleyen yağışlardır. Su her şeyi şekillendirir. Su olmazsa hayat da yok. “Sudan ucuz” sözü var bizde. Oysa biz suyu sudan ucuz gördüğümüz için artık su yok. “Ekmek elden su gölden” mesela. Çok hoyrat bir şekilde kullandık suyu. Suyumuza göre tarımımızı ayarlamadık. Su, oy deposu olarak kullanıldı. Her yere bir gölet yapmak gibi. Yapay göller doğal göllerin suyunu çalıyor oysa” dedi.  “Artık ambarımızda da su kalmadı” diyen Kesici, Yer altı sularının aşırı şekilde çekilmesine dikkat çekti. Kesici, “Yer altı sularının da aşırı bir şekilde çekildiğini biliyoruz. Artık ambarımızda da su kalmadı.  En tehlikelisi o. Yedek akçemizi de tükettik biz. Bugün bütün göller su toplama havzalarıdır. Depremleri, obrukları, sel felaketlerini önlerler. Ormanlardaki yangını önlerler. Bu yıl bu kadar yangının olmasının nedeni küresel ısınma değil, nem azlığıdır. Çünkü göllerin bulunduğu bölgelerden kırağı, çiğ göremiyoruz artık. Su azaldı çünkü. Suyumuz azaldıkça buharlaşma da artıyor. Yer altı suları tükenmiş bir vaziyette. Geri beslenim olmuyor, akiferler bomboş. Binanın su boruları gibi bunlar artık borularda su yok. Göllerin mutlaka dinlendirilmesi geriyor” şeklinde konuştu.  
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde Isparta programında Eğirdir Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edileceğini söyledi. Peki, Eğirdir Gölü’nü ÖÇKB kurtarabilecek mi? TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, gölün sadece unvanlarla korunamayacağını belirterek “Uygulama oksa hiçbir şey yoktur” dedi. Dr. Kesici, Eğirdir Gölü’nün kurumasına karşı yürütülen mücadelenin 40 yıllık serüvenini de anlattı.

Isparta'nın dört ilçesinin sınırları içinde bulunan ve göl yüzeyi 520 kilometrekareden 400 kilometrekarelere, ortalama su seviyesi 16 metreden 6 metreye kadar gerileyen Eğirdir Gölü…

Eğirdir, Gelendost, Senirkent ve Yalvaç ilçeleri sınırları içinde bulunan Eğirdir Gölü 6 Ocak 2021 Çarşamba günkü Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle, doğal sit alanı statüsü değiştirilerek 'Kesin Korunacak Hassas Alan' olarak tescil ve ilan edilmişti.

Son yıllarda Türkiye'nin birçok göl ve diğer su kaynaklarında olduğu gibi Eğirdir Gölü'nde de ciddi su kaybı ve kirliliğe bağlı sorunlar yaşanıyor.

25 Haziran tarihinde çeşitli temaslarda bulunmak üzere Isparta’ya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Eğirdir Gölü’nü ve etrafındaki yerleşim bölgelerini Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan etme çalışmalarına başladıklarını ifade etmişti.

GELECEĞE TAŞIYACAĞIZ

Bakan Kurum, Isparta ziyaretinde “Şu anda doğal sit alanı olarak koruduğumuz Eğirdir Gölü’nü ve etrafındaki yerleşim bölgelerini Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan etme çalışmalarına başlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla ÖÇK ilan edeceğimiz bu bölgeye hızlıca ileri teknoloji arıtma tesislerimizi kuracağız. Tüm atık suları arıtacağız; göle arıtılmış dahi olsa atık suların ulaşmasına engel olacağız. Eğirdir’in su seviyesini koruyacak, geleceğe en temiz, en güzel, en doğal haliyle taşıyacağız” açıklamalarında bulunmuştu.

Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ile Özel Çevre Koruma Bölgesi unvanın Eğirdir’e ne kazandıracağını konuştuk.

Dr. Kesici, “Biliyorsunuz Eğirdir Gölü ülkemiz açısından stratejik bir göl. Savaşta, kıtlıkta, açlıkta içme suyu olarak kullanılacak bir göl. Ancak, özellikle 1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü’nün giderek kirlendiğini, kuruduğunu görüyoruz” dedi.

UYGULAMA YOKSA HİÇ BİR ŞEY YOK

1983 yılından bu yana Eğirdir Gölü’nün korunması için bir çok çalışma yapıldığını anlatan Dr. Kesici, “1983’te İçme Suyu ve Su Kirliliği yönetmeliği çıktı. Kıyı kanunları çıkarıldı. 1988’de Çevre Kanunu çıkarıldı ve yaptırımlar genişletildi. 2008 yılında su kirliliği kanunu çıkarıldı. Özel Hükümler getirildi. Ancak, süreç içerisinde baktığımız zaman her geçen gün bir öncekinden daha kötü Eğirdir Gölü için” dedi.

Yasalar, yönetmelikler ve çeşitli unvanlarla gölün korunamayacağını kaydeden Kesici, “Evet yasalarımız önemli, yönetmeliklerimiz önemli. Bugün geldiğimiz nokta da Eğirdir Gölü’nün Özel çevre Koruma Bölgesi ilan edilecek olması çok ama çok önemli. Ancak, bu unvanlar gölü korumak için yeterli değil. Eğer uygulama yoksa hiçbir şey yoktur. Uygulama da esneklikler olduğu zaman gölü korumamız mümkün değildir” şeklinde konuştu.

MESSİ TRİBÜNDE

TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Bir futbol kulübü düşünün. Messi’yi transfer etmiş. O takım Messi’yi oynamaz da tribünde maç izletirse başarılı olabilir mi? Elbette olamaz. Söylemek istediğim şey de bu işte. Biz yasalarla, unvanlarla Messi’yi almış oluyoruz. Ama, uygulama. Uygulama yok. Messi tribünde. İşte bu yüzden Eğirdir Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi iklan edilecek olması önemli. Ama uygulamanın tam olarak hayata geçirilmesi gerekiyor” görüşünde bulundu. Kesici, “Bakın Eğirdir’de hala doğalgaz yok. Neden? Eğirdir Gölü yılın 8 ayı dumanın, isin altında. Eğirdir’in nüfusu neden azalıyor? Bunları bir düşünmek lazım” dedi.

FELAKETİ YAŞAYARAK ÖĞRENİYORUZ

Dr. Kesici, kuraklık sorununa da dikkat çekerek; “Biz birçok şeyi felaketi yaşayarak öğreniyoruz. Türkiye’de yüzlerce üniversite varken, internette bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, bilim insanları bas bas bağırırken, bilimin ışığı varken hâlâ akılsızlığa devam edersek, felaketleri hâlâ yaşayarak öğrenme durumuna bırakırsak bu çok büyük bir tehlike. Bilim felaketleri öngörüyorken bunu yaşamadan önlemeye bakmamız lazım. 30 senedir göllerin kuruyacağını söylüyoruz zaten. Doğal gölleri su deposu olarak düşünmememiz, bunun biyolojisini, ekolojisini de düşünmemiz gerekir diyoruz.

İklimi belirleyen yağışlardır. Su her şeyi şekillendirir. Su olmazsa hayat da yok. “Sudan ucuz” sözü var bizde. Oysa biz suyu sudan ucuz gördüğümüz için artık su yok. “Ekmek elden su gölden” mesela. Çok hoyrat bir şekilde kullandık suyu. Suyumuza göre tarımımızı ayarlamadık. Su, oy deposu olarak kullanıldı. Her yere bir gölet yapmak gibi. Yapay göller doğal göllerin suyunu çalıyor oysa” dedi.

 “Artık ambarımızda da su kalmadı” diyen Kesici, Yer altı sularının aşırı şekilde çekilmesine dikkat çekti. Kesici, “Yer altı sularının da aşırı bir şekilde çekildiğini biliyoruz. Artık ambarımızda da su kalmadı.  En tehlikelisi o. Yedek akçemizi de tükettik biz. Bugün bütün göller su toplama havzalarıdır. Depremleri, obrukları, sel felaketlerini önlerler. Ormanlardaki yangını önlerler. Bu yıl bu kadar yangının olmasının nedeni küresel ısınma değil, nem azlığıdır. Çünkü göllerin bulunduğu bölgelerden kırağı, çiğ göremiyoruz artık. Su azaldı çünkü. Suyumuz azaldıkça buharlaşma da artıyor. Yer altı suları tükenmiş bir vaziyette. Geri beslenim olmuyor, akiferler bomboş. Binanın su boruları gibi bunlar artık borularda su yok. Göllerin mutlaka dinlendirilmesi geriyor” şeklinde konuştu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.