Hastalık 20’li yaşlarda daha sık görülüyor

SAĞLIK 27.09.2016 - 18:33, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

Hastalık 20’li yaşlarda daha sık görülüyor

Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Peki, reflü hastalığı hangi yaş aralığından daha çok görülür? Reflüyü ortaya çıkaran sebepler nelerdir? Bu sorunun yanıtını Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzmanı Dr. Bülent Kara yanıtladı.
Hastalık 20’li yaşlarda daha sık görülüyor Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Peki, reflü hastalığı hangi yaş aralığından daha çok görülür? Reflüyü ortaya çıkaran sebepler nelerdir? Bu sorunun yanıtını Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzmanı Dr. Bülent Kara yanıtladı. Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Ancak reflü hastalığının oluşmasında birçok etken var. Reflü’nün kalp ve kanser hastalıkları kadar önemli bir hastalık olduğunu belirten Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzm. Bülent Kara, Reflü hastalığının 20’li yaşlarda daha çok görüldüğünü söyledi. Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH) mide içeriğinin, özofagusa geri kaçması sonucunda oluşur. Bu durumda reflü olan mide sıvısı asit, pepsin ve safra tuzları ile karışmış alınan besinleri de içerebilir. Göğüs arkasında yanma hissi, sırta ve boğaza yayılabilir. Bu yanma yemeklerden 30 dakika sonra başlar, egzersiz ve öne eğilmekle artar. Ayrıca aşırı geğirme, hazımsızlık, uzun süreli öksürük, kusma, geceleri boğulma hissi, sırt ağrısı, ağza acı ve ekşi suların gelmesi, ağza kötü kokular gelmesi, diş çürükleri, kronik farenjit, boğazda yanma hissi ve ses kısıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Fizyolojik reflü dediğimiz sağlıklı kişilerde de mide içeriğinde özofagus reflüsü olabilmektedir. Yapılan çalışmalarda, 24 saatlik özofagus pH monitörizasyonu (asit reflüsünü gösteren test) ile normalde de gastroözofageal reflü periyodları olduğu ancak bu reflünün total sürenin %4’ünden daha kısa süreli devam ettiği bulunmuştur. Bu durumun herhangi bir semptoma yada özofagus mukoza hasarına neden olmadığı gösterilmiştir. Sağlıklı kişilerde özellikle yemek sonrası ortaya çıkan fizyolojik sınırlardaki bu reflü, normal olarak kabul edilir. Fizyolojik sınırları aşarak semptomların ortaya çıktığı ve yaşam konforunun etkilendiği aşamada hastalık belirtileri görülmeye başlamıştır. Reflünün ortaya çıkardığı yukarıda saydığımız semptomlar mide içeriğinin ve asidin özofagusa zarar verici etkilerinin başladığını işaret etmektedir. Bu tablo gelişince öncelikle tıbbi değerlendirme, özel testler ve gastroskopi sonrası uygun tedavinin planlanması gerekmektedir. Reflüde Tedavi Yöntemleri Gastroözofageal Reflü Hastalığı, özofagusta ve özofagus dışında yarattığı sorunlarla yaşam konforunu önemli ölçüde azaltır. Bu nedenle tedavi başlıca semptomların giderilmesi ve komplikasyon gelişiminin önlenmesi amacına yöneliktir. Öncelikle yaşam biçimini düzenleyen ilaç dışı tedaviler medikal tedaviye ek olarak uygulanır. Uzman Dr. Kara, reflü hastalığını ortaya çıkaran sebeplerin başında çay, kahve ve çikolata gibi gıdaların olduğunu belirtti. “Hastanın yatağının baş tarafını yükseltmesi veya yüksek yastıkla yatması mide içeriğinin, yer çekim etkisiyle özofagusa kaçmasına engel olur. Kilo kaybı ile ideal kiloya inilmesi reflünün azalmasını sağlamaktadır. İçiliyorsa sigaranın bırakılması, yağlı yemeklerden kaçınılması, çay ve kahvenin aşırı derece tüketilmemesi, alınıyorsa alkolün kesilmesi, çikolata, biberli ve baharatlı gıdalar, portakal, limon gibi besinler ve kola gibi gazlı içeceklerin tüketilmemesi gerekmektedir. Yemeklerden en az 3 saat sonra yatılması önerilmektedir. Hastaların karın içi basıncını artıran korse, sıkı kemer takmak ve öne doğru eğilerek ıkınmak da reflüyü artırmaktadır. Her türlü stres mide ile ilgili sıkıntıları artırmaktadır. Aspirin ve diğer ağrı kesici ilaçlar gibi mukozaya zarar veren ilaçlar ile teofilin, antikolinerjikler ve kalsiyum antagonistleri gibi alt özofagus sfinkter basıncını azaltan ilaçlar tedavi esnasında kullanılmamalıdır.” İlaç Tedavisi Reflü hastalığının tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Kara, tedavi yöntemlerinin üçe ayrıldığını söyledi. Semptomların olduğu dönemde kullanılacak asit giderici  ilaçlar, H2 blokerleri ve proton pompası inhibitörleri ile mide asit seviyesini düşürerek etki göstermektedir. Tekrarlayan göğüs arkası yanmaları, yaşam düzenleyici tedbirlere rağmen semptomları geçmeyen, kısa süreli tedaviye rağmen sık nükseden hastalarda uzun süreli tedavi gerekmektedir. Gastroözofageal Reflü hastalarının ancak % 30'u ömür boyu ilaç içmek zorunda kalır. Sürekli ilaç kullanmanın yan etkileri ve maliyet problemleri düşünüldüğünde, bu hasta grubunda kalıcı tedavi sağlayan laparoskopik reflü cerrahisi tek alternatif olarak kabul görmektedir. Günümüzde laparoskopik cerrahi ile başarı oranı % 90'ın üzerindedir. Cerrahi Tedavi Mide fıtığı veya reflü hastalığında ameliyat; sürekli ilaç içmek zorunda kalan, ilacı kestiğinde semptomları tekrarlayan, ilaca rağmen özofagustaki yaraları geçmeyen ya da ilaç kesildikten hemen sonra tekrar yaralar açılan, özofagus yüzeyinde ileri derecede hücresel değişiklik gösteren kişilere ve özellikle de genç yaş grubundaki hastalara önerilir. Günümüzde Laparoskopik reflü cerrahisi ile mide girişindeki açıklık kapatılır ve onu takiben funduplikasyon dediğimiz mide fundusunun özofagus etrafına sarılarak sabitlenir. Laparoskopik olarak en fazla Nissen funduplikasyonu uygulanırken farklı açılarda sarılma işlemi de yapılır. Reflü Problemi Yaşandığı Dönemler İçin Ofis Çalışanlarına Yönelik Pratik Öneriler Bu semptomları yaşayan ofis çalışanları öncelikle içiliyorsa sigara ve çok fazla kahve tüketiminden uzak durmalı ve iş ortamının stresini en aza indirecek tedbirler alarak korunabilirler. Yemek öğünleri az ve sık olmalıdır. Öğle arasında acı, baharatlı, yağlı, kızartma, gazlı içecekler, çikolata, nane, limon gibi besinleri uzak durulmalı. Çalışma ortamında, reflü gelişince antiasit ve mide ilaçlarını kullanmaları semptomları geçirebilir. Özellikle reflü geliştiğinde antiasitler çok hızlı bir şekilde rahatlama sağlar. Bu tip şikayetleri olan kişilerin hekim kontrolünden geçmeleri ve uygun tedavi modellerini almaları gerekmektedir.
Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Peki, reflü hastalığı hangi yaş aralığından daha çok görülür? Reflüyü ortaya çıkaran sebepler nelerdir? Bu sorunun yanıtını Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzmanı Dr. Bülent Kara yanıtladı.

Hastalık 20’li yaşlarda daha sık görülüyor

Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Peki, reflü hastalığı hangi yaş aralığından daha çok görülür? Reflüyü ortaya çıkaran sebepler nelerdir? Bu sorunun yanıtını Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzmanı Dr. Bülent Kara yanıtladı.

Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Ancak reflü hastalığının oluşmasında birçok etken var.

Reflü’nün kalp ve kanser hastalıkları kadar önemli bir hastalık olduğunu belirten Özel Isparta Hastanesi Gastroentoroloji Uzm. Bülent Kara, Reflü hastalığının 20’li yaşlarda daha çok görüldüğünü söyledi.

Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GÖRH) mide içeriğinin, özofagusa geri kaçması sonucunda oluşur. Bu durumda reflü olan mide sıvısı asit, pepsin ve safra tuzları ile karışmış alınan besinleri de içerebilir. Göğüs arkasında yanma hissi, sırta ve boğaza yayılabilir. Bu yanma yemeklerden 30 dakika sonra başlar, egzersiz ve öne eğilmekle artar. Ayrıca aşırı geğirme, hazımsızlık, uzun süreli öksürük, kusma, geceleri boğulma hissi, sırt ağrısı, ağza acı ve ekşi suların gelmesi, ağza kötü kokular gelmesi, diş çürükleri, kronik farenjit, boğazda yanma hissi ve ses kısıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Fizyolojik reflü dediğimiz sağlıklı kişilerde de mide içeriğinde özofagus reflüsü olabilmektedir. Yapılan çalışmalarda, 24 saatlik özofagus pH monitörizasyonu (asit reflüsünü gösteren test) ile normalde de gastroözofageal reflü periyodları olduğu ancak bu reflünün total sürenin %4’ünden daha kısa süreli devam ettiği bulunmuştur. Bu durumun herhangi bir semptoma yada özofagus mukoza hasarına neden olmadığı gösterilmiştir. Sağlıklı kişilerde özellikle yemek sonrası ortaya çıkan fizyolojik sınırlardaki bu reflü, normal olarak kabul edilir.
Fizyolojik sınırları aşarak semptomların ortaya çıktığı ve yaşam konforunun etkilendiği aşamada hastalık belirtileri görülmeye başlamıştır. Reflünün ortaya çıkardığı yukarıda saydığımız semptomlar mide içeriğinin ve asidin özofagusa zarar verici etkilerinin başladığını işaret etmektedir. Bu tablo gelişince öncelikle tıbbi değerlendirme, özel testler ve gastroskopi sonrası uygun tedavinin planlanması gerekmektedir.

Reflüde Tedavi Yöntemleri

Gastroözofageal Reflü Hastalığı, özofagusta ve özofagus dışında yarattığı sorunlarla yaşam konforunu önemli ölçüde azaltır. Bu nedenle tedavi başlıca semptomların giderilmesi ve komplikasyon gelişiminin önlenmesi amacına yöneliktir. Öncelikle yaşam biçimini düzenleyen ilaç dışı tedaviler medikal tedaviye ek olarak uygulanır.

Uzman Dr. Kara, reflü hastalığını ortaya çıkaran sebeplerin başında çay, kahve ve çikolata gibi gıdaların olduğunu belirtti.

“Hastanın yatağının baş tarafını yükseltmesi veya yüksek yastıkla yatması mide içeriğinin, yer çekim etkisiyle özofagusa kaçmasına engel olur. Kilo kaybı ile ideal kiloya inilmesi reflünün azalmasını sağlamaktadır. İçiliyorsa sigaranın bırakılması, yağlı yemeklerden kaçınılması, çay ve kahvenin aşırı derece tüketilmemesi, alınıyorsa alkolün kesilmesi, çikolata, biberli ve baharatlı gıdalar, portakal, limon gibi besinler ve kola gibi gazlı içeceklerin tüketilmemesi gerekmektedir. Yemeklerden en az 3 saat sonra yatılması önerilmektedir. Hastaların karın içi basıncını artıran korse, sıkı kemer takmak ve öne doğru eğilerek ıkınmak da reflüyü artırmaktadır. Her türlü stres mide ile ilgili sıkıntıları artırmaktadır. Aspirin ve diğer ağrı kesici ilaçlar gibi mukozaya zarar veren ilaçlar ile teofilin, antikolinerjikler ve kalsiyum antagonistleri gibi alt özofagus sfinkter basıncını azaltan ilaçlar tedavi esnasında kullanılmamalıdır.”

İlaç Tedavisi

Reflü hastalığının tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Kara, tedavi yöntemlerinin üçe ayrıldığını söyledi.

Semptomların olduğu dönemde kullanılacak asit giderici  ilaçlar, H2 blokerleri ve proton pompası inhibitörleri ile mide asit seviyesini düşürerek etki göstermektedir. Tekrarlayan göğüs arkası yanmaları, yaşam düzenleyici tedbirlere rağmen semptomları geçmeyen, kısa süreli tedaviye rağmen sık nükseden hastalarda uzun süreli tedavi gerekmektedir. Gastroözofageal Reflü hastalarının ancak % 30'u ömür boyu ilaç içmek zorunda kalır. Sürekli ilaç kullanmanın yan etkileri ve maliyet problemleri düşünüldüğünde, bu hasta grubunda kalıcı tedavi sağlayan laparoskopik reflü cerrahisi tek alternatif olarak kabul görmektedir. Günümüzde laparoskopik cerrahi ile başarı oranı % 90'ın üzerindedir.

Cerrahi Tedavi

Mide fıtığı veya reflü hastalığında ameliyat; sürekli ilaç içmek zorunda kalan, ilacı kestiğinde semptomları tekrarlayan, ilaca rağmen özofagustaki yaraları geçmeyen ya da ilaç kesildikten hemen sonra tekrar yaralar açılan, özofagus yüzeyinde ileri derecede hücresel değişiklik gösteren kişilere ve özellikle de genç yaş grubundaki hastalara önerilir. Günümüzde Laparoskopik reflü cerrahisi ile mide girişindeki açıklık kapatılır ve onu takiben funduplikasyon dediğimiz mide fundusunun özofagus etrafına sarılarak sabitlenir. Laparoskopik olarak en fazla Nissen funduplikasyonu uygulanırken farklı açılarda sarılma işlemi de yapılır.

Reflü Problemi Yaşandığı Dönemler İçin Ofis Çalışanlarına Yönelik Pratik Öneriler

Bu semptomları yaşayan ofis çalışanları öncelikle içiliyorsa sigara ve çok fazla kahve tüketiminden uzak durmalı ve iş ortamının stresini en aza indirecek tedbirler alarak korunabilirler. Yemek öğünleri az ve sık olmalıdır. Öğle arasında acı, baharatlı, yağlı, kızartma, gazlı içecekler, çikolata, nane, limon gibi besinleri uzak durulmalı. Çalışma ortamında, reflü gelişince antiasit ve mide ilaçlarını kullanmaları semptomları geçirebilir. Özellikle reflü geliştiğinde antiasitler çok hızlı bir şekilde rahatlama sağlar. Bu tip şikayetleri olan kişilerin hekim kontrolünden geçmeleri ve uygun tedavi modellerini almaları gerekmektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.