HİLALE ADANMIŞ HAYATLARIN ANISI İNCİTİLMESİN
HİLALE ADANMIŞ HAYATLARIN ANISI İNCİTİLMESİN
Isparta Barosu Afet ve Deprem Hukuku Komisyonu’nun yaptığı açıklamada, “6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve hala süren şiddetli depremlerin yarattığı büyük yıkımda on binlerce can kaybı ve yüz binlerce insanın yaralanmasıyla milletçe uzun süre etkilerini yaşayacağımız, nesilden nesile anlatacağımız, insanlık değerlerini büsbütün sınayan korkunç bir insani krizin içine düşmüş bulunuyoruz” dedi.
Yapılan açıklamada, “Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak “Vatana muhabbet, yaralılara muavenet” şiarıyla kurulduğu 1868’den bu yana milletçe tüm düşkünlerin dayanağı olduğuna yürekten inandığımız Türk Kızılayı Derneği’nin önemini, yaşanan büyük deprem felaketiyle bir kez daha anlamış olduk. Doğruluğunu üzülerek öğrendiğimiz haberlerin ardından dünyanın neresinde bir mazlum varsa üzerinden ışığını esirgemeyecek Kızılay’ın köklü tarihine ve ilkelerine yakıştırılamayacak davranışlarla faaliyetlerinin gölgelenmesi hepimizi incitmiştir.
Kamu yararına çalışan dernek olan Kızılay’ın doğal afetlerde insani yardımda bulunmak görevini, ihtiyaç duyan herkese karşılıksız ulaştırmak yerine insani yardım kuruluşlarına ve mesleki kurumlara çadır ve insani yardım malzemesi satarak yerine getirmesi insani ve ahlaki değerlerle bağdaşmadığı gibi gibi çeşitli yönlerden hukuki de değildir. Her ne kadar Kızılay yetkilileri satışları derneğin değil derneğin iştiraklerinin yaptığını söyleseler de bu açıklamalara itibar edilmesi güçtür. Zira Kızılay ve iştirak şirketlerinin yöneticilerinin aynı kişiler olduğu bilgisine açık kaynaklardan ulaşılabilmektedir. Hukuken bu durumda aynı kişilerin birbiriyle çelişen kar amacı gütmeden kamu yararına çalışma ve ticari faaliyet yürütme sorumluluklarını aynı anda üstlenmeleri anlamına gelmektedir. Bunun mümkün olmayacağı izahtan varestedir.
Dernekler Kanunu m. 32/f’ye göre “.. derneğe ait ... malları ... sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen, imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya denetçiler ile derneğin diğer personeli Türk Ceza Kanunu’nun güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Ayrıca, mahkeme yargılama sırasında sanıkların, organlardaki görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasına da karar verebilir.” Kızılay Derneği yöneticileri tarafından idare edildiği anlaşılan iştirak şirketlerince çadır başta olmak üzere her türlü yardım malzemesinin satılmış olmasının, Dernekler Kanunu’ndan açıkça anlaşıldığı üzere Kızılay Derneği yöneticilerinin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu yönünde şüpheler bulunmaktadır. Dernekler Kanunu m. 27/son uyarınca kamu yararına çalışan dernek olan Kızılay’ın insani yardım malzemelerini satanların devlet malına karşı suç işlediği kabul edilir. Bu suçtan olası bir yargılama durumunda Dernekler Kanunu m. 30/A-son hükmüne göre Kızılay Derneği yöneticilerinin görevden geçici uzaklaştırılarak hakkında kayyım atanması tedbirinin uygulanabilecektir.
Deprem felaketi ile yakınlarını, geçmişlerini ve evlerini kaybeden milyonlarca insanımızın asgari insani ihtiyaçları olan barınma, beslenme ve giyinme için çadır başta olmak üzere insani yardımın karşılıksız sağlanması Türk Kızılayı Derneği Tüzüğü uyarınca Kızılay’ın görevidir. Bu görevin yerine getirilmemesi halinde; Kızılay mensupları ve yöneticileri TCK m. 97’de düzenlenen “terk suçundan” sorumlu olabilecekleri gibi TCK m. 98’de düzenlenen “yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi” suçu da oluşabilecektir. TCK m. 97/2’de düzenlenen terk suçu yönünden depremzedeler zamanında insani yardıma ulaşamadıkları için hastalanmış, yaralanmış veya ölmüşse sorumlular için neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçları oluşturabilir.
İçinde bulunduğumuz insani kriz halinde asli görevi ve varlık amacı karşılıksız ve acil insani yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması olarak özetlenebilecek Kızılay tarafından çadır ve insani yardım malzemesi satılması, TBK m. 27 uyarınca ahlaka ve kamu düzenine aykırılık nedeniyle hükümsüz olacağından Kızılay’ın insani yardım amacıyla çalışan kuruluş ve mesleki kurumlara satış karşılığında ödemiş oldukları bedelleri derhal iade etmesi gerekmektedir. Aksi durumda bu kurumların Kızılay’a dava açmaları mümkündür. Bu bedellerin iade edilmemesi durumunda felaket mağdurlarıyla dayanışma göstermek için maddi imkanlarını seferber eden milletimizce insani yardım kuruluşları ve mesleki kurumlarına verilmiş paraların ciddi bir kısmı doğrudan depremzedelere ulaştırılmak yerine ticarete konu edilmiş olacaktır.
Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz olmak üzere atalarımızın bize bıraktığı en onurlu kurumlardan biri olan Türk Kızılayı’ nın tarihin en karanlık zamanlarında dahi insanlığa umut veren parlak hilaline, kendi tarihi ve şerefli evrensel değerleri ile bağdaşmayan faaliyetler dolayısıyla hiçbir gölge düşmemesi gerektiğini hatırlatmayı mesleki bir görev kabul ediyoruz” ifadelerine yer verildi
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
