EĞİRDİR GÖLÜ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA

RESMİ İLAN 19.05.2023 - 12:58, Güncelleme: 21.05.2023 - 21:47
 

EĞİRDİR GÖLÜ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA

Doğa Derneği, 'Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlar' başlıklı çalışması kapsamında şu ana kadar 20 sulak alanla ilgili yaşanan sorunları ortaya koydu. Doğa Derneği'nin Türkiye'deki tüm sulak alanları kapsayacak ve henüz devam eden çalışması kapsamında Marmara, Seyfe, Tuz, Kulu, Burdur, Eğirdir, Manyas, Azap, Uyuz, Van, Uluabat, Mogan, Beyşehir, Bafa ve Yarışlı gölleri ile Yüksekova, Hürmetçi ve Belevi sazlıkları, Bargilya Tuzlası ve Kastabala Sulak Alanı'na ilişkin sorunlara dikkat çekildi. YANLIŞ SU VE TARIM POLİTİKALARI Doğa Derneği'nin Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlara işaret ettiği araştırma çalışmalarına ilişkin bilgi veren Sulak Alanlar Koordinatörü Burçin Yaraşlı, ülkemizde kuraklığın etkilerinin arttığını, Anadolu'nun sulak alanlarının yarım asırdır yanlış su ve tarım politikalarıyla yok edildiğini söyledi. Ulusal Su Planı verilerine göre su kaynaklarının yüzde 74'ünün tarımsal sulamada, yüzde 13'ünün içme-kullanmada, yüzde 13'ünün de sanayide kullanıldığını belirten Yaraşlı, suyun döngüsünü korumak için ilk değişimin tarım politikalarıyla başlaması gerektiğini söyledi. TEHLİKEDE OLMAYAN SULAK ALAN NEREDEYSE YOK Sulak alanların; fırtına, sel ve kıyı şeridi erozyonunun etkilerini azaltması, yer altı su depolarını doldurması ve suyu doğal olarak filtre etmesi özellikleriyle kritik öneme sahip olduğunu belirten Yaraşlı, “Anadolu'daki tüm sulak alan ekosistemlerinin var olma hakkı, anayasal güvence altına alınmalı. Verilere göre Türkiye'de 14'ü Ramsar, 59'u Ulusal Öneme Haiz ve 32'si Mahalli Öneme Haiz olmak üzere toplam 105 sulak alan bulunuyor. Türkiye'de tehlike altında olmayan sulak alan neredeyse yok. Türkiye'deki sulak alanların yok oluşuna dair bir yayın hazırlıyoruz. Son 60 yılda kaybedilen sulak alanların yüzölçümü 2 milyon hektara, yani yaklaşık 1,5 Marmara Denizi büyüklüğüne ulaştı" dedi. TEHLİKEDEKİ 20 SULAK ALANDAN BAŞLICALARI EĞİRDİR GÖLÜ: Nesli tehlikedeki elmabaş patka, küçük batağan, macar ördeği, tepeli patka gölde kışı geçiren su kuşu türleri arasında. 1950'lerden bu yana Eğirdir Gölü'ne bırakılan yabancı balık türleri, gölün doğal otçul endemik balık türlerini yok etti. Kontrolsüz sulama suyu alımı, su kaynaklarındaki düşüş, kirlilik ve yapılaşma ana tehditler. Gölün yaşamı için ivedilikle yanlış tarım ve su politikaları değişmeli. BURDUR GÖLÜ: Nesli tehlikedeki dikkuyruk kuşunun dünya nüfusunun yüzde 70'inin kışladığı bir alandı. Endemik Burdur dişli sazancığı gibi pek çok iç su balığına ev sahipliği yapan göl her yıl küçülüyor. Gölü besleyen akarsular üzerine yapılan barajlar, yer altı su kaynaklarının çekilmesine sebep olan kuyular, yaygın sulu tarım ve yoğun su kullanımına neden olan hayvancılık yöntemi gölü kurutuyor. Gölü geri getirmek için az su tüketen tarımsal üretimlere geçmek ve göllere akan dereleri özgür bırakmak gerekiyor.  BEYŞEHİR GÖLÜ: Göle sonradan aşılanan türlerden sudak, göldeki yerli türleri yok ediyor. Bu türler göle ulaşan akarsulara, pınarlara kaçıyor ve buralarda yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Su seviyesi, gölü besleyen yüzey ve yer altı sularının kullanımı nedeniyle önemli derecede düşüş gösteriyor. Yerleşim yerlerinden boşaltılan atıklar ve tarım alanlarından gelen sızıntılar nedeniyle kirleniyor. 

Doğa Derneği, 'Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlar' başlıklı çalışması kapsamında şu ana kadar 20 sulak alanla ilgili yaşanan sorunları ortaya koydu. Doğa Derneği'nin Türkiye'deki tüm sulak alanları kapsayacak ve henüz devam eden çalışması kapsamında Marmara, Seyfe, Tuz, Kulu, Burdur, Eğirdir, Manyas, Azap, Uyuz, Van, Uluabat, Mogan, Beyşehir, Bafa ve Yarışlı gölleri ile Yüksekova, Hürmetçi ve Belevi sazlıkları, Bargilya Tuzlası ve Kastabala Sulak Alanı'na ilişkin sorunlara dikkat çekildi.

YANLIŞ SU VE TARIM POLİTİKALARI

Doğa Derneği'nin Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlara işaret ettiği araştırma çalışmalarına ilişkin bilgi veren Sulak Alanlar Koordinatörü Burçin Yaraşlı, ülkemizde kuraklığın etkilerinin arttığını, Anadolu'nun sulak alanlarının yarım asırdır yanlış su ve tarım politikalarıyla yok edildiğini söyledi. Ulusal Su Planı verilerine göre su kaynaklarının yüzde 74'ünün tarımsal sulamada, yüzde 13'ünün içme-kullanmada, yüzde 13'ünün de sanayide kullanıldığını belirten Yaraşlı, suyun döngüsünü korumak için ilk değişimin tarım politikalarıyla başlaması gerektiğini söyledi.

TEHLİKEDE OLMAYAN SULAK ALAN NEREDEYSE YOK

Sulak alanların; fırtına, sel ve kıyı şeridi erozyonunun etkilerini azaltması, yer altı su depolarını doldurması ve suyu doğal olarak filtre etmesi özellikleriyle kritik öneme sahip olduğunu belirten Yaraşlı, “Anadolu'daki tüm sulak alan ekosistemlerinin var olma hakkı, anayasal güvence altına alınmalı. Verilere göre Türkiye'de 14'ü Ramsar, 59'u Ulusal Öneme Haiz ve 32'si Mahalli Öneme Haiz olmak üzere toplam 105 sulak alan bulunuyor. Türkiye'de tehlike altında olmayan sulak alan neredeyse yok. Türkiye'deki sulak alanların yok oluşuna dair bir yayın hazırlıyoruz. Son 60 yılda kaybedilen sulak alanların yüzölçümü 2 milyon hektara, yani yaklaşık 1,5 Marmara Denizi büyüklüğüne ulaştı" dedi.

TEHLİKEDEKİ 20 SULAK ALANDAN BAŞLICALARI

EĞİRDİR GÖLÜ: Nesli tehlikedeki elmabaş patka, küçük batağan, macar ördeği, tepeli patka gölde kışı geçiren su kuşu türleri arasında. 1950'lerden bu yana Eğirdir Gölü'ne bırakılan yabancı balık türleri, gölün doğal otçul endemik balık türlerini yok etti. Kontrolsüz sulama suyu alımı, su kaynaklarındaki düşüş, kirlilik ve yapılaşma ana tehditler. Gölün yaşamı için ivedilikle yanlış tarım ve su politikaları değişmeli.

BURDUR GÖLÜ: Nesli tehlikedeki dikkuyruk kuşunun dünya nüfusunun yüzde 70'inin kışladığı bir alandı. Endemik Burdur dişli sazancığı gibi pek çok iç su balığına ev sahipliği yapan göl her yıl küçülüyor. Gölü besleyen akarsular üzerine yapılan barajlar, yer altı su kaynaklarının çekilmesine sebep olan kuyular, yaygın sulu tarım ve yoğun su kullanımına neden olan hayvancılık yöntemi gölü kurutuyor. Gölü geri getirmek için az su tüketen tarımsal üretimlere geçmek ve göllere akan dereleri özgür bırakmak gerekiyor.

 BEYŞEHİR GÖLÜ: Göle sonradan aşılanan türlerden sudak, göldeki yerli türleri yok ediyor. Bu türler göle ulaşan akarsulara, pınarlara kaçıyor ve buralarda yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Su seviyesi, gölü besleyen yüzey ve yer altı sularının kullanımı nedeniyle önemli derecede düşüş gösteriyor. Yerleşim yerlerinden boşaltılan atıklar ve tarım alanlarından gelen sızıntılar nedeniyle kirleniyor. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.