NEDEN DEDELER HAVA SOĞUKDA OLSA PARKLARDA OTURUR BİLİRMİSİNİZ

23.04.2024 - 21:12, Güncelleme: 23.04.2024 - 21:12
 

NEDEN DEDELER HAVA SOĞUKDA OLSA PARKLARDA OTURUR BİLİRMİSİNİZ

.
NEDEN DEDELER HAVA SOĞUK DA OLSA PARKLARDA OTURUR BİLİRMİSİNİZ ? Bir çoğunun eşi ölmüştür. Tek başına yemeğini yapacak, çayını demleyecek durumda değildir. Gelininin, ya da damadının yanına sığınmıştır. Bedeni ve ruhu artık gerilemeye başlamıştır. Uzuvları görevini yapamaz hale gelmiştir. Dermansız, çaresiz, mahsundur. Yürekleri yumuşamış, gözyaşı gözünün kenarında hazır bekler, gurbetten geleni görse o yaşı akıtır hemen! Yemeğini üzerine döker, takma dişi ağzından çıkar, dişi gıcırdar, burnu akar, idrarını kaçırır... Gayri ihtiyari her şey olur! Damadının, gelininin, oğlunun, kızının, torunlarının küçük bir sözü gücüne gider. Üzülür, gözleri dolar, yutkunur! İçine atar acısını, çaresizliğini! Sessizce, ezilerek  sofradan çekilir, usulca.. "Baba niye kalktın, doymadın ki" der, kızı-oğlu! "Doydum yavrum doydum, siz devam edin" der.                           Der demesini de yüreği hüzünle dolmuştur dedenin! "Allah'ım beni niye görmüyon,  benimde canımı al!" der. Canının alınmasını Allah'tan istemek, yalvarmak duaların en son noktası değil midir? Ve o dede; yine usulca kendini kapıdan dışarı atmanın hesabını yapar, inceden inceye, iç çeke çeke! Ne desin! "Yavrum ezan vakti geliyor, ben yavaş yavaş dışarı çıkayım" der ve çıkar. O dışarı çıkış yanan yüreğine soğuk su gibi gelir. Ya Ulu Cami önündeki soğuk banklarına, ya da yakınındaki parka gider, oturur. Tanımasa da selâm verip-oturur, diğer yaşlının yanına.. Gündüzleri camidir, onların sığınacağı-ısınacağı yer.. Yüreğine ferahlık bulacağı yer. Emeklilik maaşı olan, bir nebze iyidir ötekilerden.. Gelininin, damadının ihtiyacı da varsa, maaş hatırına ilgilenirler yine. Ya yoksa? Yeryüzünün en sevimsizi, en istenmeyeni siz olursunuz. Gençler! Varacağımız yer "ihtiyarlık durağı" Aman ha; parkta oturan yaşlıya, otobüsteki yaşlıya siz siz olun yer verin! Eleştirmeyin! O yaşlara gelecek bizler de sınanacağız! Hep beraber imtihan halindeyiz, son nefese kadar.. Tanıdığınız yaşlı varsa; bir selâm verin, sohbet edin, durumuna göre bir çay, bir çorba ikram edin. Mimar Sinan Camii civarında zekât, fitre, sadaka parası toplayıp, uzak kıtalara, ülkelere kadar gönderiyor vakıflar, dernekler... Para topladığı yerin yanı başında, soğukta oturan yaşlıya "bir derdin, ihtiyacın var mı?" diye soran yok! Kendi yakın çevremizi, akrabamızı, komşumuzu nede çabuk unuttuk değil mi? Kıtaları gören gözümüz, kalbimiz yakına kör oldu! Neden? Kalpteki haset var ya haset! Kalbi de, gözü de, zihni de kör eden haset, fesatlık! Geçen gün Kavaklı Cami civarında vakıflarının da yeleklerini giymiş 5-6 bay-bayan toplu halde, içinde 2 pide+1 ayranın olduğu poşeti evlere bırakmak için kapı arıyorlardı. Dikkatimi çekti. Yapılan doğru, eleştirmiyorum. Sadece 2 pide, 150 lira. Aynı vakfın bütçesini düşünemiyorum! Son sözüm yöneticilere! Hava soğukta olsa; maaşı yetmeyen, iki çayın hesabını yapmak zorunda olan, lokantada bir tas çorba içemeyen, soğukta da olsa parklarda oturan, yüreği yanan yaşlıların ahını, yürek yangınını sizde görün lütfen! Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyor, Allah'tan sağlıklı ömürler diliyorum…
.

NEDEN DEDELER HAVA SOĞUK DA OLSA PARKLARDA OTURUR BİLİRMİSİNİZ ?

Bir çoğunun eşi ölmüştür.

Tek başına yemeğini yapacak, çayını demleyecek durumda değildir.

Gelininin, ya da damadının yanına sığınmıştır.

Bedeni ve ruhu artık gerilemeye başlamıştır.

Uzuvları görevini yapamaz hale gelmiştir.

Dermansız, çaresiz, mahsundur.

Yürekleri yumuşamış, gözyaşı gözünün kenarında hazır bekler, gurbetten geleni görse o yaşı akıtır hemen!

Yemeğini üzerine döker, takma dişi ağzından çıkar, dişi gıcırdar, burnu akar, idrarını kaçırır...

Gayri ihtiyari her şey olur!

Damadının, gelininin, oğlunun, kızının, torunlarının küçük bir sözü gücüne gider.

Üzülür, gözleri dolar, yutkunur!

İçine atar acısını, çaresizliğini!

Sessizce, ezilerek  sofradan çekilir, usulca..

"Baba niye kalktın, doymadın ki" der, kızı-oğlu!

"Doydum yavrum doydum, siz devam edin" der.                         

 Der demesini de yüreği hüzünle dolmuştur dedenin!

"Allah'ım beni niye görmüyon,  benimde canımı al!" der.

Canının alınmasını Allah'tan istemek, yalvarmak duaların en son noktası değil midir?

Ve o dede; yine usulca kendini kapıdan dışarı atmanın hesabını yapar, inceden inceye, iç çeke çeke!

Ne desin!

"Yavrum ezan vakti geliyor, ben yavaş yavaş dışarı çıkayım" der ve çıkar.

O dışarı çıkış yanan yüreğine soğuk su gibi gelir.

Ya Ulu Cami önündeki soğuk banklarına, ya da yakınındaki parka gider, oturur.

Tanımasa da selâm verip-oturur, diğer yaşlının yanına..

Gündüzleri camidir, onların sığınacağı-ısınacağı yer.. Yüreğine ferahlık bulacağı yer.

Emeklilik maaşı olan, bir nebze iyidir ötekilerden..

Gelininin, damadının ihtiyacı da varsa, maaş hatırına ilgilenirler yine.

Ya yoksa?

Yeryüzünün en sevimsizi, en istenmeyeni siz olursunuz.

Gençler!

Varacağımız yer "ihtiyarlık durağı"

Aman ha; parkta oturan yaşlıya, otobüsteki yaşlıya siz siz olun yer verin!

Eleştirmeyin!

O yaşlara gelecek bizler de sınanacağız!

Hep beraber imtihan halindeyiz, son nefese kadar..

Tanıdığınız yaşlı varsa; bir selâm verin, sohbet edin, durumuna göre bir çay, bir çorba ikram edin.

Mimar Sinan Camii civarında zekât, fitre, sadaka parası toplayıp, uzak kıtalara, ülkelere kadar gönderiyor vakıflar, dernekler...

Para topladığı yerin yanı başında, soğukta oturan yaşlıya

"bir derdin, ihtiyacın var mı?" diye soran yok!

Kendi yakın çevremizi, akrabamızı, komşumuzu nede çabuk unuttuk değil mi?

Kıtaları gören gözümüz, kalbimiz yakına kör oldu!

Neden?

Kalpteki haset var ya haset!

Kalbi de, gözü de, zihni de kör eden haset, fesatlık!

Geçen gün Kavaklı Cami civarında vakıflarının da yeleklerini giymiş 5-6 bay-bayan toplu halde, içinde 2 pide+1 ayranın olduğu poşeti evlere bırakmak için kapı arıyorlardı.

Dikkatimi çekti.

Yapılan doğru, eleştirmiyorum.

Sadece 2 pide, 150 lira.

Aynı vakfın bütçesini düşünemiyorum!

Son sözüm yöneticilere!

Hava soğukta olsa; maaşı yetmeyen, iki çayın hesabını yapmak zorunda olan, lokantada bir tas çorba içemeyen, soğukta da olsa parklarda oturan, yüreği yanan yaşlıların ahını, yürek yangınını sizde görün lütfen!

Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyor, Allah'tan sağlıklı ömürler diliyorum…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.