SESSİZLİK VE SESLİ DÜŞÜNENLER

ISPARTA 24.06.2022 - 13:36, Güncelleme: 24.06.2022 - 22:06
 

SESSİZLİK VE SESLİ DÜŞÜNENLER

Bir şehrin birkaç tane markası ve vitrini vardır. Bazı şehirler futbol takımları ile tanınır. Örneğin Trabzon dediğin zaman önce futbol, sonra kolbastı ve diğerleri sıralanır.
Bir şehrin birkaç tane markası ve vitrini vardır. Bazı şehirler futbol takımları ile tanınır. Örneğin Trabzon dediğin zaman önce futbol, sonra kolbastı ve diğerleri sıralanır. Futbol, şehirlere çok şey katar. Büyük bir endüstridir. O şehrin kapasitesini, zenginliğini, birliğini, dirliğini, beraberliğini ortaya koyar. Ben askerliğimi Trabzon’da yaptığım için çok iyi biliyorum. Futbolla yatıp, futbolla kalkan bir şehir. Siyasi görüşleri ne olursa olsun ortak menfaatleri Trabzonspordur. Neyse konuyu daha fazla uzatmadan biz kendi futbolumuza, şehrimize dönelim. Daha düne kadar amatör kümeden kurtulup profesyonel lige geçebilmek için sekiz takla atarken, bugün geldiğimiz noktada tıkanmak, yalnız kalmak, daha da ötesi sahipsizlik ve sessizlik inanın çok üzücü ve endişe verici. Bal liginden bugüne kadar kulübe en fazla sahip çıkanların isimlerini yazmaya gerek yok. Herkes her şeyi biliyor ve farkında. Maddi ve manevi destek verenlerden Allah razı olsun, onlara müteşekkiriz. Lakin son yaşananlar şehirdeki kutuplaşmayı ve ayrıştırmayı ayyuka çıkarmıştır. TBMM başkan vekili Süreyya Sadi Bilgiç, Davraz kayak merkezinde yaptığı basın toplantısındaki bir sözünü hatırlatmak istiyorum. ‘Bu şehir bu takıma sahip çıkmazsa çıktığı gibi inmesini de bilir ‘ diyerek takımın eski günlerine dönebileceğinin sinyalini vermişti. Kulüp başkanı Atakan Yazgan da basın toplantısında verilen sözlerin yerine gelmediğini, şehrin ileri gelenlerinin takıma sahip çıkmadığını ifade ederek istifa ettiğini duyurdu. Ortada iki gerçek var. Birincisi sportif bir başarı var İkincisi ise takımı ileriye taşıyacak, ne bir yönetim, ne de bir destek ve birliktelik!... Takımın liglerde mücadele edebilmesi için gereken tescil işlemi yapılmıştır. Yani sportif mücadele anlamında bir eksik yok. Peki, ne eksik? Transfer sezonu başladı ama ortada ne bir başkan, nede bir yönetim var!. Bir an evvel olağan kongreye gidilmeli ve kim takıma sahip çıkacaksa ekibini ivedilikle hazırlayarak 'ben varım' diyebilmeli. Bir tarafta sessizlik var, diğer tarafta yüksek sesle düşünenler var demiştim. Evet, sessizlik herkesçe biliniyor, yani takımın yarını ile ilgili belirsizlik sürüyor. Birde sesli düşünenler var. Ispartasporu seven, sevmeyen, bilen, bilmeyen herkes sağda solda konuşuyor, plan, program yapıyor, takımın başına birilerini getirip, birilerini gönderiyor. Yani sokak dedikodusu diyebiliriz. Esas konuşması gereken iki kişi var. Birisi TBMM Başkan vekili Sayın Süreyya Sadi Bilgiç, Diğeri Belediye Başkanı Sayın Şükrü Başdeğirmen. Süreyya Bey ekibini kurup tıpkı geçmişte olduğu gibi takıma maddi ve manevi desteğini vererek yeniden hedef belirlemeli, ya da ben yokum deyip başkalarının önünü açmalı. Aynı şey Belediye Başkanı içinde geçerli. Ben varım deyip, ekibini kurup, takıma sahip çıkmalı. Ya da ben yokum, deyip taraftarların beklentilerini boşa çıkarmalı. İkisi de sessizliğini koruyor. Üçüncü bir ihtimali, ya da alternatifi olan varsa çıksın açıklasın. Bu şehrin sahipleri bu takıma sahip çıkmıyorsa, dışardan birilerinin gelip sahip çıkmasını da beklemeyelim. Daha söylenecek başka söz de bulamıyorum. Dost acı söyler misali ben kendi doğrularımı söyledim, katılırsınız ya da katılmazsınız. Her geçen gün aleyhimize işliyor. Bugüne kadar harcanan paralar ve verilen emekler boşa gitmesin.
Bir şehrin birkaç tane markası ve vitrini vardır. Bazı şehirler futbol takımları ile tanınır. Örneğin Trabzon dediğin zaman önce futbol, sonra kolbastı ve diğerleri sıralanır.

Bir şehrin birkaç tane markası ve vitrini vardır. Bazı şehirler futbol takımları ile tanınır. Örneğin Trabzon dediğin zaman önce futbol, sonra kolbastı ve diğerleri sıralanır.

Futbol, şehirlere çok şey katar. Büyük bir endüstridir. O şehrin kapasitesini, zenginliğini, birliğini, dirliğini, beraberliğini ortaya koyar.

Ben askerliğimi Trabzon’da yaptığım için çok iyi biliyorum. Futbolla yatıp, futbolla kalkan bir şehir. Siyasi görüşleri ne olursa olsun ortak menfaatleri Trabzonspordur.

Neyse konuyu daha fazla uzatmadan biz kendi futbolumuza, şehrimize dönelim.

Daha düne kadar amatör kümeden kurtulup profesyonel lige geçebilmek için sekiz takla atarken, bugün geldiğimiz noktada tıkanmak, yalnız kalmak, daha da ötesi sahipsizlik ve sessizlik inanın çok üzücü ve endişe verici.

Bal liginden bugüne kadar kulübe en fazla sahip çıkanların isimlerini yazmaya gerek yok. Herkes her şeyi biliyor ve farkında. Maddi ve manevi destek verenlerden Allah razı olsun, onlara müteşekkiriz. Lakin son yaşananlar şehirdeki kutuplaşmayı ve ayrıştırmayı ayyuka çıkarmıştır.

TBMM başkan vekili Süreyya Sadi Bilgiç, Davraz kayak merkezinde yaptığı basın toplantısındaki bir sözünü hatırlatmak istiyorum. ‘Bu şehir bu takıma sahip çıkmazsa çıktığı gibi inmesini de bilir ‘ diyerek takımın eski günlerine dönebileceğinin sinyalini vermişti.

Kulüp başkanı Atakan Yazgan da basın toplantısında verilen sözlerin yerine gelmediğini, şehrin ileri gelenlerinin takıma sahip çıkmadığını ifade ederek istifa ettiğini duyurdu.

Ortada iki gerçek var.

Birincisi sportif bir başarı var

İkincisi ise takımı ileriye taşıyacak, ne bir yönetim, ne de bir destek ve birliktelik!...

Takımın liglerde mücadele edebilmesi için gereken tescil işlemi yapılmıştır. Yani sportif mücadele anlamında bir eksik yok.

Peki, ne eksik?

Transfer sezonu başladı ama ortada ne bir başkan, nede bir yönetim var!.

Bir an evvel olağan kongreye gidilmeli ve kim takıma sahip çıkacaksa ekibini ivedilikle hazırlayarak 'ben varım' diyebilmeli.

Bir tarafta sessizlik var, diğer tarafta yüksek sesle düşünenler var demiştim.

Evet, sessizlik herkesçe biliniyor, yani takımın yarını ile ilgili belirsizlik sürüyor.

Birde sesli düşünenler var. Ispartasporu seven, sevmeyen, bilen, bilmeyen herkes sağda solda konuşuyor, plan, program yapıyor, takımın başına birilerini getirip, birilerini gönderiyor. Yani sokak dedikodusu diyebiliriz.

Esas konuşması gereken iki kişi var.

Birisi TBMM Başkan vekili Sayın Süreyya Sadi Bilgiç,

Diğeri Belediye Başkanı Sayın Şükrü Başdeğirmen.

Süreyya Bey ekibini kurup tıpkı geçmişte olduğu gibi takıma maddi ve manevi desteğini vererek yeniden hedef belirlemeli, ya da ben yokum deyip başkalarının önünü açmalı.

Aynı şey Belediye Başkanı içinde geçerli. Ben varım deyip, ekibini kurup, takıma sahip çıkmalı. Ya da ben yokum, deyip taraftarların beklentilerini boşa çıkarmalı.

İkisi de sessizliğini koruyor.

Üçüncü bir ihtimali, ya da alternatifi olan varsa çıksın açıklasın.

Bu şehrin sahipleri bu takıma sahip çıkmıyorsa, dışardan birilerinin gelip sahip çıkmasını da beklemeyelim.

Daha söylenecek başka söz de bulamıyorum. Dost acı söyler misali ben kendi doğrularımı söyledim, katılırsınız ya da katılmazsınız. Her geçen gün aleyhimize işliyor. Bugüne kadar harcanan paralar ve verilen emekler boşa gitmesin.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.