NEDEN BU KADAR ÖFKELİYİZ?

Son günlerde yaşanan şiddet olayları kısa bir süre önce yapılan bir araştırmayı tekrar gündeme getirdi. Araştırma şirketi Gallup ’un son yayınlanan verilerine göre dünyanın en sinirli ülkesi Lübnan olmuş ve şaşırtan sıralamadan Türkiye 2.liği göğüslemişti. Sıralamada 3.sırada Ermenistan, 4.sırada Irak ve 5.sırada Afganistan bulunuyor. Başka bir araştırmada ise Türkiye en mutlu ülkeler sıralamasında 2020 yılı baz alınarak 93.ırada yer almıştı. Liste hazırlanırken gayrı safi yurtiçi hasıla, ülkedeki yolsuzluk düzeyleri, sosyal destek, vatandaşların hayatları hakkındaki kararlarda özgür olmaları ve ortalama sağlıklı yaşam süresi gibi kriterler değerlendiriliyor. Peki bu kadar öfkeli olmamızın sebebi ne.? Ekonomik sıkıntılar ve kişilerdeki gelecek kaygısı ilk sebep aslında. Bunun yanında gündemde yer alan olumsuz haberler de zaman zaman kaygı bozukluğu ve ani öfke patlamalarına sebep oluyor. Özellikle trafikte bu patlamalara daha çok şahit oluyoruz. Anlık küçük hatalar bile tolere edilemeyerek büyük kavgalara, yaralamalara neden oluyor. Gazali , öfke tezahür ettiğinde ilim ve amel ile bu kontrolün sağlanacağını belirtir. İlim ile kastettiği, öfkeli bireyin öfkelendiği esnada düşünce yapısını fark edip bunu değiştirmeye yönelik tavsiyeleridir. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.İbrahim Eren konuyla ilgili şunları aktardı : ‘Sinirlilik kişilik ve mizaç özelliği olarak kabul edilen özelliktir. Kişilik ve mizacın atalarımızdan bize miras kalan genetik yönü vardır. Uzun zamandır göçebe ve savaşçı bir toplum olmamızla ilişkili olarak gergin ve tetikte olma bizim davranış özelliğimiz olmuştur. Bu hayatta kalmamız ve neslimizin devamı için gereklidir. Yaşanılan jeopolitik riskler ve tehlikeler nedeniyle terör ve çatışmaları sık yaşamamız da bu özelliğimizi beslemektedir. Milli duygumuzun oluşmasında ve devamında önemlidir. Sinirlilik tek başına ciddi bir sorun oluşturmasa da sinirliliğin düzeyi artarsa öfke davranışına dönüşebilir. Öfke uygun yerde ve zamanda olursa normal olmakla birlikte sıklıkla yeri ve düzeyi ayarlanamadığı zaman yıkıcı olabilmektedir. Zulüm karşısında, haksızlık karşısında, insanlara ve insanlığa karşı işlenen suçlara öfke davranışı da o davranışla baş etmede gereklidir. Sinirlilik ve öfke yerinde ve uygun şekilde kullanıldığında gerekli ve normaldir. Yerinde, zamanında ve gereksiz şekilde kullanılırsa da ilişkilere ve topluma zarar verir. Son yıllarda yaşanan pandemi, terör, savaş ve bunlarla bağlantılı göç insanların toleranslarını azaltmıştır. Bu bireysel olarak sık sık öfke ile ilgili sorun yaşanmasına yol açmaktadır.’