ÇÖLYAK, TEŞHİSİ ZOR, TEDAVİSİNDE TEK YOL OLAN BİR HASTALIK

Yalvaç Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihat Özgel, “9-16 Mayıs Dünya Çölyak Farkındalık Haftası” nedeniyle gazetemize açıklamalarda bulunarak, Çölyak’ın teşhisinin zor, tedavisinde de tek yol olan bir hastalık olduğunu vurguladı.  “Çölyak hakkında toplumsal farkındalığı artırmak ve bilimsel bilgiye dayalı yaklaşımları vurgulamak amacıyla bu özel günü önemsiyoruz.” diyen Dr. Özgel, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:  “Çölyak hastalığı (Gluten Enteropatisi), genetik yatkınlığı olan bireylerde buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten isimli proteine maruz kalınca gelişir. İnce bağırsakta hasar oluşturur ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Çölyak hastalığı, teşhis edilebilmekle birlikte teşhisi zor olan hastalıklardan biridir. Teşhis yöntemlerinden kan testleri serolojik özel testler (AGA, EMA) ile ön tanı konmakta ancak kesin tanı ince bağırsak biyopsisi ile konmaktadır. Çölyak hastalığı olan çocuklarda özellikle karın ağrısı, karında şişkinlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış ve gelişme geriliği, kusma, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir. Yetişkinlerde görülen belirtiler ise karın bölgesinde öne doğru şişkinlik, yaşa göre kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacının artması, ishal, kusma, halsizlik, nedeni bilinmeyen karaciğer artması, ishal artması, ishal içinde oluşan aftlar, iştahsızlık, gaz şikayetleri, eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik, ciltte kaşıntılı döküntüler olarak belirtilmiştir. Çölyak hastalığının tek tedavisi ömür boyu GLUTENSİZ diyettir. Çölyak hastalığında tüketilen özel glutensiz gıda ürünleri de mevcuttur. Glutensiz un, glutensiz makarna, glutensiz şehriye, glutensiz çikolata, glutensiz kek, glutensiz kraker, glutensiz irmik, glutensiz bisküvi, glutensiz tarhana bunlardandır. Tedavi edilmezse bağırsaklarda emilim bozukluğu, kansızlık, vitamin eksiklikleri ve beslenme sorunlarına yol açabilir. İnce bağırsak kanseri riski nedeniyle hastalar yakın takip edilmeli ve kontrolleri aksatılmamalıdır.”