ADAY BİR AN ÖNCE AÇIKLANMALI

ISPARTA 08.06.2022 - 14:43, Güncelleme: 08.06.2022 - 14:43
 

ADAY BİR AN ÖNCE AÇIKLANMALI

Yalvaç Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Bülent Özgül, 2023 yılında yapılacak olan başkanlık ve milletvekili seçimleri öncesinde muhalefetin adayını biran önce belirlemesi gerektiğini dile getirdi. Aynı zamanda Yalvaç’ta gazetecilik de yapan ve Eğitim-İş Sendikası yönetim kurulu üyesi olan Özgül’ün sosyal medyada paylaştığı siyasi analizi şöyle;
Yalvaç Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Bülent Özgül, 2023 yılında yapılacak olan başkanlık ve milletvekili seçimleri öncesinde muhalefetin adayını biran önce belirlemesi gerektiğini dile getirdi. Aynı zamanda Yalvaç’ta gazetecilik de yapan ve Eğitim-İş Sendikası yönetim kurulu üyesi olan Özgül’ün sosyal medyada paylaştığı siyasi analizi şöyle; Seçim sath-ı mailine girilmişken, muhalefete uyarı ve öneriler... Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçim sandığı, en geç Mayıs 2023'e kadar milletin önüne gelecek. Yirmi yıldır kesintisiz süren bir iktidara ve cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine karşı, değişim için bir araya gelen muhalefet bloğuna bazı uyarı ve önerilerim olacak, naçizane bir siyasal iletişimci olarak... Neden muhalefete uyarı, neden iktidara değil diyenler olabilir. İktidar, yirmi yıllık süregelenliğiyle, kendi içinden gelen iyi niyetli uyarı ve önerilere dahi kapalı hale geldiği için, oraya artık bir şey söylemenin çok da faydalı olmadığı ortada. Ve gelinen noktada, yıpranmışlık, yorulmuşluk ve bir değişim ihtiyacı herkesin malumu... Araştırmacılığı ve objektifliğine güvendiğim KONDA Araştırma'nın sahibi Bekir Ağırdır, mevcut durumu şöyle özetlemiş: Seçmen, iktidarın dolmuşundan indi; durakta binecek dolmuş arıyor, henüz bulamadı... Benim de gözlemim benzer yönde ve bu nedenle muhalefete bazı uyarı ve öneriler sunmayı uygun gördüm, değerlendirip değerlendirmemek tabii ki kendi takdirler... ADAY BİR AN ÖNCE AÇIKLANMALI İlk olarak, Millet İttifakı bileşenlerinin ortak aday ismini, seçim kararı alınacağı zaman açıklaması tercihini doğru bulmuyorum. Neden? Türk siyaseti, geleneksel olarak lidere dayalı bir partiler sistemine sahiptir. 2017 referandumunun ardından geçilen başkanlık sisteminde, lidere dayalılık artık kurumsal hale gelmiş ve liderin etkisi daha da güçlendirilmiştir. Dolayısıyla, parlamento seçiminden ziyade Cumhurbaşkanlığı seçimi, çok daha önemli ve hayati hale gelmiştir. Lideri için siyasi tercihini şekillendirme eğilimindeki Türk seçmeninin karşısına, güçlü bir lider profili ile çıkmak; seçimi kazanmanın ilk ve en önemli adımıdır. Altı partinin koyduğu sınırlar içerisinde düşük profilli olacağı ilan edilen bir cumhurbaşkanı adayı, güçlü bir lider algısını seçmen üzerine yerleştirmiş R.Tayyip Erdoğan karşısında yarışa 1-0 geriden başlayacaktır. Dolayısıyla, çıkacak lider adayının en az Erdoğan kadar güçlü bir görüntüye ve hitabete sahip olması yarışta başarılı olmanın ilk şartıdır. Böyle bir aday profiliyle yarışa girmek yetmez, bu yarışta adayın kendisini anlatabilmesi için yeterli zamana ve çalışmaya gereksinimi bulunmaktadır. Geçen seçimde olduğu gibi, seçime elli gün kala aday açıklandığında, kendisini anlatmaya ihtiyacı olmayan Erdoğan karşısında nereye koşacağını şaşıran bir aday profili yaratılır. O nedenle, Millet İttifakı, ortak tek adayla çıkacaksa, bunu en kısa zamanda açıklamalı; açıklayacağı aday düşük profilli değil, aksine Erdoğan kadar güçlü ve iyi hatip olmalıdır. HER PARTİ KENDİ LİSTESİYLE SEÇİME GİRMELİ Muhalefet için ikinci uyarım, milletvekili seçimi süreciyle ilgilidir. Seçimi hangi cumhurbaşkanı adayı kazanırsa kazansın; mecliste de çoğunluğu o adayı destekleyen ittifakın alması önem taşıyor. Ancak, mevcut şartlarda her iki ittifakın da mecliste çoğunluğu alması pek mümkün görünmüyor. Mevcut siyasi eğilim araştırmalarının sonuçları bunu ortaya koymaktadır. Bunun yanında, Cumhur İttifakı'nın teklifiyle meclisten geçen seçim yasası değişiklikleri, milletvekili seçme aritmetiğini tamamen değiştirmiştir.  Muhtemelen Cumhur İttifakı bileşenleri Ak Parti logosu altındaki tek listeyle seçime girecektir. Yani, MHP, BBP ve başka siyasi partiler de ittifaka katılırsa, bunların Ak Parti listesi altında milletvekili seçimine katılmayı tercih edebileceği ifade edilmektedir. Yeni düzenlemenin ardından, böyle bir tercihin Cumhur İttifakı'nın lehine mi aleyhine me olacağı ayrı bir inceleme ve tartışma konusudur. PEKİ, MUHALEFET NE YAPMALIDIR? Şu an, konuşulan formül, ittifak altında CHP ve İyi Parti'nin kendi listeleriyle; Saadet, Demokrat, Gelecek ve Deva Partilerinin bir blok halinde tek listeyle seçime girebileceği yönünde. Bir iddiaya göre de, CHP ve İyi Parti dışındaki partilerin bu iki partinin listelerinden seçime gireceği yönünde. Her iki formül de, bazı bölgelerde kısıtlı da olsa ittifak açısından milletvekili kaybına yol açabilir. Ama, mevcut şartlarda, ittifak bileşenlerin hepsinin kendi logosu altında seçime girmesi, daha doğru bir tercih olacaktır. Zira, bu partilerin hepsi birbirinden farklı tabanlara sahip olup, tek ya da birkaç listede girmeleri, her partinin kendi tabanında kırılma yaratabilecektir. Bu nedenle, muhalefet partilerinin ittifak çatısı altında ayrı ayrı kendi logolarıyla seçime girmeleri, kaybedilecek birkaç milletvekilliğine karşın, önemli birçok artı sağlayacaktır. Ayrıca, her partinin kendi adaylarıyla sahada olması muhalefetin etki gücünü arttırabilecektir. Bir ya da iki parti listesi altında seçime girmek hem küçük parti seçmenlerini hem de ittifakın büyük partilerinin tabanlarını rahatsız edebilecek olumsuzluklar doğurabilecektir. MİLLETVEKİLİ ADAYLARI ÖN SEÇİM YOLUYLA BELİRLENMELİ Bu noktada, milletvekili aday belirlemesi konusunda da, tüm partilere önerim, mutlaka ve mutlaka ön seçim yolunu tercih etmeleridir. Bu seçim, başa baş bir seçim olacaktır ve küçük farklar sonuca etki edecektir. O nedenle, her bölgede sevilen, tabanı olan, partisine daha fazla oy getirecek adaylarla seçmen karşısına çıkmak avantaj sağlayacaktır. Seçmene daha yakın adayı listeye koymanın en makul yolu da, ön seçimi tercih etmektir. Bu önerim, tüm partilere yönelik olmakla beraber, özellikle ve özelinde, parti kültürü açısından CHP için çok daha büyük bir öneme sahiptir. MUHALEFET SÖYLEM ve İLETİŞİMİNİ BİRLEŞTİRMELİ Muhalefete bir diğer uyarım da, seçmenin karşısındaki farklı söylem ve karmaşık iletişimlerini bir an önce ortadan kaldırmalarıdır. Çünkü, iktidara talip olan Millet İttifakı'nın en temel meselelerde dahi görüş ve önerileri birbiriyle çelişmekte, bazen aynı parti içinde aynı konuyla ilgili farklı görüşler ortaya konulabilmektedir. Ortak adayın bir an önce belirlenerek ilan edilmesinin yanında; seçim için ortak söylem ve iletişim planının da bir an önce belirlenerek seçmene sergilenmesinin çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Şu haliyle, Millet İttifakı, her kafadan bir sesin çıktığı bir topluluk görüntüsü vermektedir, bunun bir an önce ortadan kaldırılması gerekmektedir. PARTİ TEŞKİLATLARINDA OTURARAK SEÇİM KAZANILMAZ Bir uyarı da parti teşkilatlarına. İl ve ilçe teşkilatlarının sahada yeterince aktif olmadığı her yerde gözlenen bir durumdur. Parti genel merkezi yöneticilerinin yaptıkları gezilerin etkisinin kısa süreli ve geçici olduğunu; esas olanın parti yerel teşkilatlarının sürekli ve sürdürülebilir bir iletişimi vatandaşla kurması olduğunu, il ve ilçe örgütlerinin net bir biçimde anlaması gerekmektedir. Yerelde siyasi tercihler üzerinde kişisel ilişkiler ve samimi iletişimin önemli bir etken olduğunu unutmadan, seçim kararını beklemeden, il ve ilçe örgütleri sahaya bir an önce inmelidir. KADIN ve GENÇLERİ OLMAYAN PARTİLERE İKTİDAR YOLU AÇILMAZ Muhalefet partilerinin il ve ilçe teşkilatları, şunu da unutmamalı: Gençlik ve kadın teşkilatları çalışmayan bir partinin iktidara gelmesi çok zordur. SEÇMENE KIZILMAZ. Türkiye, bir değişimin eşiğindedir. Bu konuda, seçmenin iktidardan memnuniyetsizliği ya da memnuniyeti kadar; muhalefet partilerinin de değişimi yönetme konusunda seçmene güven vermesi önemlidir. Sandıkta söz ve karar milletindir, milletin tercihinin doğruluğu ya da yanlışlığı değil; nedenleri tartışılır. İşyerini müşterisi için albenili hale getiremeyen esnafın müşterisine kızmaya hakkının olmadığı gibi; seçmeni partisine çekemeyen yöneticilerin de seçmene kabahat bulma gibi bir hakkı yoktur. Seçmen de müşteri de her zaman rasyonel seçim yapar; mesele seçmeni partiye, müşteriyi dükkana çekecek yönetme ve iletişim becerisini ortaya koymaktır. Gerisi laf kalabalığıdır. Seçimlerin şimdiden ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, tüm partilere ve adaylara kolaylıklar temenni ediyorum. Kazanan Türkiye olsun... #Türkiyeiçinkalplerimizbir
Yalvaç Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Bülent Özgül, 2023 yılında yapılacak olan başkanlık ve milletvekili seçimleri öncesinde muhalefetin adayını biran önce belirlemesi gerektiğini dile getirdi. Aynı zamanda Yalvaç’ta gazetecilik de yapan ve Eğitim-İş Sendikası yönetim kurulu üyesi olan Özgül’ün sosyal medyada paylaştığı siyasi analizi şöyle;

Yalvaç Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Bülent Özgül, 2023 yılında yapılacak olan başkanlık ve milletvekili seçimleri öncesinde muhalefetin adayını biran önce belirlemesi gerektiğini dile getirdi. Aynı zamanda Yalvaç’ta gazetecilik de yapan ve Eğitim-İş Sendikası yönetim kurulu üyesi olan Özgül’ün sosyal medyada paylaştığı siyasi analizi şöyle;

Seçim sath-ı mailine girilmişken, muhalefete uyarı ve öneriler...

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçim sandığı, en geç Mayıs 2023'e kadar milletin önüne gelecek.

Yirmi yıldır kesintisiz süren bir iktidara ve cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizine karşı, değişim için bir araya gelen muhalefet bloğuna bazı uyarı ve önerilerim olacak, naçizane bir siyasal iletişimci olarak...

Neden muhalefete uyarı, neden iktidara değil diyenler olabilir. İktidar, yirmi yıllık süregelenliğiyle, kendi içinden gelen iyi niyetli uyarı ve önerilere dahi kapalı hale geldiği için, oraya artık bir şey söylemenin çok da faydalı olmadığı ortada.

Ve gelinen noktada, yıpranmışlık, yorulmuşluk ve bir değişim ihtiyacı herkesin malumu...

Araştırmacılığı ve objektifliğine güvendiğim KONDA Araştırma'nın sahibi Bekir Ağırdır, mevcut durumu şöyle özetlemiş: Seçmen, iktidarın dolmuşundan indi; durakta binecek dolmuş arıyor, henüz bulamadı...

Benim de gözlemim benzer yönde ve bu nedenle muhalefete bazı uyarı ve öneriler sunmayı uygun gördüm, değerlendirip değerlendirmemek tabii ki kendi takdirler...

ADAY BİR AN ÖNCE AÇIKLANMALI

İlk olarak, Millet İttifakı bileşenlerinin ortak aday ismini, seçim kararı alınacağı zaman açıklaması tercihini doğru bulmuyorum.

Neden?

Türk siyaseti, geleneksel olarak lidere dayalı bir partiler sistemine sahiptir. 2017 referandumunun ardından geçilen başkanlık sisteminde, lidere dayalılık artık kurumsal hale gelmiş ve liderin etkisi daha da güçlendirilmiştir. Dolayısıyla, parlamento seçiminden ziyade Cumhurbaşkanlığı seçimi, çok daha önemli ve hayati hale gelmiştir. Lideri için siyasi tercihini şekillendirme eğilimindeki Türk seçmeninin karşısına, güçlü bir lider profili ile çıkmak; seçimi kazanmanın ilk ve en önemli adımıdır.

Altı partinin koyduğu sınırlar içerisinde düşük profilli olacağı ilan edilen bir cumhurbaşkanı adayı, güçlü bir lider algısını seçmen üzerine yerleştirmiş R.Tayyip Erdoğan karşısında yarışa 1-0 geriden başlayacaktır. Dolayısıyla, çıkacak lider adayının en az Erdoğan kadar güçlü bir görüntüye ve hitabete sahip olması yarışta başarılı olmanın ilk şartıdır.

Böyle bir aday profiliyle yarışa girmek yetmez, bu yarışta adayın kendisini anlatabilmesi için yeterli zamana ve çalışmaya gereksinimi bulunmaktadır. Geçen seçimde olduğu gibi, seçime elli gün kala aday açıklandığında, kendisini anlatmaya ihtiyacı olmayan Erdoğan karşısında nereye koşacağını şaşıran bir aday profili yaratılır.

O nedenle, Millet İttifakı, ortak tek adayla çıkacaksa, bunu en kısa zamanda açıklamalı; açıklayacağı aday düşük profilli değil, aksine Erdoğan kadar güçlü ve iyi hatip olmalıdır.

HER PARTİ KENDİ LİSTESİYLE SEÇİME GİRMELİ

Muhalefet için ikinci uyarım, milletvekili seçimi süreciyle ilgilidir. Seçimi hangi cumhurbaşkanı adayı kazanırsa kazansın; mecliste de çoğunluğu o adayı destekleyen ittifakın alması önem taşıyor. Ancak, mevcut şartlarda her iki ittifakın da mecliste çoğunluğu alması pek mümkün görünmüyor. Mevcut siyasi eğilim araştırmalarının sonuçları bunu ortaya koymaktadır. Bunun yanında, Cumhur İttifakı'nın teklifiyle meclisten geçen seçim yasası değişiklikleri, milletvekili seçme aritmetiğini tamamen değiştirmiştir.  Muhtemelen Cumhur İttifakı bileşenleri Ak Parti logosu altındaki tek listeyle seçime girecektir. Yani, MHP, BBP ve başka siyasi partiler de ittifaka katılırsa, bunların Ak Parti listesi altında milletvekili seçimine katılmayı tercih edebileceği ifade edilmektedir. Yeni düzenlemenin ardından, böyle bir tercihin Cumhur İttifakı'nın lehine mi aleyhine me olacağı ayrı bir inceleme ve tartışma konusudur.

PEKİ, MUHALEFET NE YAPMALIDIR?

Şu an, konuşulan formül, ittifak altında CHP ve İyi Parti'nin kendi listeleriyle; Saadet, Demokrat, Gelecek ve Deva Partilerinin bir blok halinde tek listeyle seçime girebileceği yönünde. Bir iddiaya göre de, CHP ve İyi Parti dışındaki partilerin bu iki partinin listelerinden seçime gireceği yönünde. Her iki formül de, bazı bölgelerde kısıtlı da olsa ittifak açısından milletvekili kaybına yol açabilir. Ama, mevcut şartlarda, ittifak bileşenlerin hepsinin kendi logosu altında seçime girmesi, daha doğru bir tercih olacaktır. Zira, bu partilerin hepsi birbirinden farklı tabanlara sahip olup, tek ya da birkaç listede girmeleri, her partinin kendi tabanında kırılma yaratabilecektir. Bu nedenle, muhalefet partilerinin ittifak çatısı altında ayrı ayrı kendi logolarıyla seçime girmeleri, kaybedilecek birkaç milletvekilliğine karşın, önemli birçok artı sağlayacaktır. Ayrıca, her partinin kendi adaylarıyla sahada olması muhalefetin etki gücünü arttırabilecektir. Bir ya da iki parti listesi altında seçime girmek hem küçük parti seçmenlerini hem de ittifakın büyük partilerinin tabanlarını rahatsız edebilecek olumsuzluklar doğurabilecektir.

MİLLETVEKİLİ ADAYLARI ÖN SEÇİM YOLUYLA BELİRLENMELİ

Bu noktada, milletvekili aday belirlemesi konusunda da, tüm partilere önerim, mutlaka ve mutlaka ön seçim yolunu tercih etmeleridir. Bu seçim, başa baş bir seçim olacaktır ve küçük farklar sonuca etki edecektir. O nedenle, her bölgede sevilen, tabanı olan, partisine daha fazla oy getirecek adaylarla seçmen karşısına çıkmak avantaj sağlayacaktır. Seçmene daha yakın adayı listeye koymanın en makul yolu da, ön seçimi tercih etmektir. Bu önerim, tüm partilere yönelik olmakla beraber, özellikle ve özelinde, parti kültürü açısından CHP için çok daha büyük bir öneme sahiptir.

MUHALEFET SÖYLEM ve İLETİŞİMİNİ BİRLEŞTİRMELİ

Muhalefete bir diğer uyarım da, seçmenin karşısındaki farklı söylem ve karmaşık iletişimlerini bir an önce ortadan kaldırmalarıdır. Çünkü, iktidara talip olan Millet İttifakı'nın en temel meselelerde dahi görüş ve önerileri birbiriyle çelişmekte, bazen aynı parti içinde aynı konuyla ilgili farklı görüşler ortaya konulabilmektedir. Ortak adayın bir an önce belirlenerek ilan edilmesinin yanında; seçim için ortak söylem ve iletişim planının da bir an önce belirlenerek seçmene sergilenmesinin çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Şu haliyle, Millet İttifakı, her kafadan bir sesin çıktığı bir topluluk görüntüsü vermektedir, bunun bir an önce ortadan kaldırılması gerekmektedir.

PARTİ TEŞKİLATLARINDA OTURARAK SEÇİM KAZANILMAZ

Bir uyarı da parti teşkilatlarına. İl ve ilçe teşkilatlarının sahada yeterince aktif olmadığı her yerde gözlenen bir durumdur. Parti genel merkezi yöneticilerinin yaptıkları gezilerin etkisinin kısa süreli ve geçici olduğunu; esas olanın parti yerel teşkilatlarının sürekli ve sürdürülebilir bir iletişimi vatandaşla kurması olduğunu, il ve ilçe örgütlerinin net bir biçimde anlaması gerekmektedir. Yerelde siyasi tercihler üzerinde kişisel ilişkiler ve samimi iletişimin önemli bir etken olduğunu unutmadan, seçim kararını beklemeden, il ve ilçe örgütleri sahaya bir an önce inmelidir.

KADIN ve GENÇLERİ OLMAYAN PARTİLERE İKTİDAR YOLU AÇILMAZ

Muhalefet partilerinin il ve ilçe teşkilatları, şunu da unutmamalı: Gençlik ve kadın teşkilatları çalışmayan bir partinin iktidara gelmesi çok zordur.

SEÇMENE KIZILMAZ.

Türkiye, bir değişimin eşiğindedir. Bu konuda, seçmenin iktidardan memnuniyetsizliği ya da memnuniyeti kadar; muhalefet partilerinin de değişimi yönetme konusunda seçmene güven vermesi önemlidir.

Sandıkta söz ve karar milletindir, milletin tercihinin doğruluğu ya da yanlışlığı değil; nedenleri tartışılır. İşyerini müşterisi için albenili hale getiremeyen esnafın müşterisine kızmaya hakkının olmadığı gibi; seçmeni partisine çekemeyen yöneticilerin de seçmene kabahat bulma gibi bir hakkı yoktur.

Seçmen de müşteri de her zaman rasyonel seçim yapar; mesele seçmeni partiye, müşteriyi dükkana çekecek yönetme ve iletişim becerisini ortaya koymaktır. Gerisi laf kalabalığıdır.

Seçimlerin şimdiden ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, tüm partilere ve adaylara kolaylıklar temenni ediyorum. Kazanan Türkiye olsun...

#Türkiyeiçinkalplerimizbir

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.