Ben işemedim ki, Miki işedi

GÜNDEM 27.12.2016 - 16:49, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

Ben işemedim ki, Miki işedi

Uçurtmayı Vurmasınlar” filminde, uyurken yatağı ıslatan, küçük çocuğun, kendisine kızan annesine karşı verdiği meşhur cevaptır.. “Ben işemedim ki, Miki işedi..” Geçenlerde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, kendi trol hesabından, kendi kendini öven tweetler attığı hususu gündeme gelmişti.. Kepazelik fazla yayılmadan, suçu, bu iş için anlaştıkları firmaya buldular ve vücutlarının herhangi bir bölgesinde kızarıklığa meydan vermeden, işin içinden sıyrıldılar.. Çok sevdiğim bir laf vardır.. “Eğer Tanrı yoksa, Her şey mubahtır..” Yani yalan söylemek, sizin karakteriniz haline gelmişse, artık sizi kimse durduramaz.. Dinimiz açısından da, en büyük günahlardan biridir, yalan söylemek.. Yani hak ve hakikat hilafına konuşmak.. Yani Hakk’ı inkâr etmek.. Bazıları Cihat gerekçesiyle, Darül Harpte, yalan söylenebileceğinden söz ediyorlar.. Bunlar ki; işlerine, çıkarlarına, ihalelerine, avantalarına, makamlarına ve iktidarlarına uymayan her şeye karşı, kafalarına göre “Cihat” ilan edebiliyorlar.. Siz bu durumlara karşı, yedeğinizde, en iyisi, sanayiden beyninize yedek conta ve aklınıza kayış bulundurun.. Ve sonra Hakk’ı inkâr ederek, Hakk’a nasıl hizmet edileceğini de, oturup düşünün garik.. ********** Ben aslında, bu karine üzerinden, Rusya Federasyonu Büyükelçisine karşı gerçekleştirilen, menfur suikasttan söz etmek istiyorum.. Daha adamcağız son nefesini vermeden, bu alçak cinayeti, hangi örgütün yaptırdığına dair, yetkili ağızlardan net açıklamalar geldi.. Son zamanların malum Günah Keçisi ya da Çöp Torbası görevi FETÖ’ nün dür.. Her şey oraya boca edilebilir.. İlgililer de öyle yapıp, işin içinden çıkıverdiler ve rahatladılar.. Benim, sizlerin de malumu olduğu üzere, kişisel olarak, onların kahpece kurulan tuzaklarına düşürülmüşlüğüm ve bedel ödemişliğim vardır.. Hiç şüphesiz; iftira, yalan, dolan, kumpas, tuzak vb.. bu alçakların en iyi bildiği ve becerdiği işlerdir.. Ancak biz mert isek, namertliğe tenezzül etmeden, mertliğimizi, yeni bedeller ödemecesine sürdüreceğiz ve Hakk’ın yolundan yürüyeceğiz.. “Dün öyleydi bugün böyleydi, dün kandırıldım, bugün ütüldüm yarın gözüm açılacak, yağmur yağdı böyle oldu, evde elektrikler kesildi, ben daha ne yapayım, Miki yaptı işte, inşallah, maşallah, bismillah” deyip, hakikati kıvırıp çevirmeyeceğiz.. “Onur” Kavramı; dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaşayanlar başta olmak üzere, pek çok insan için, inançtan ve mensubiyetten bağımsız ve üstte bir değerdir ve yaşam sebebidir.. Onur; kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değerdir. Onurunu koruyamayanlar; Batı’da istifa ederler, Doğu’da ise intihar ederler.. Ne doğuda ne de batıda değilseniz, ya da işinize gelince doğulu işinize gelince batılı gibi davranıyorsanız, durum bizdeki gibi olur.. Yani ne kızarırsınız, ne kavrulursunuz, ne de yanarsınız.. Yani ne size bir şey olur, ne de sizden bir şey olur.. ********** Her neyse lafı fazla dolandırdık.. Rusya Federasyonu Büyükelçisi Andrey Karlov’a yapılan suikast; bende, her nedense birden, 1. Dünya Savaşının çıkmasına sebep olan kıvılcımı yani Avusturya Veliaht prensi Franz Ferdinand’ın, 28 Haziran 1914 de, Saraybosna’da, Sırp Gavrilo Princip tarafından, bir suikast sonucu öldürülüşünü çağrıştırdı.. Eğer bu cinayet RF ile ilişkilerin gergin olduğu süreçte yani 3-4 ay kadar önce işlenmiş olsaydı, başımıza nelerin gelebileceğini düşünmek bile istemem.. Üstelik ABD ve AB ile de ilişkiler, bu kadar kötü iken.. “Komşularla Sıfır Sorun” diyenler, sıfır komşu kalınca, ağız değiştirip “Onurlu Yalnızlık“ deyiverdiler.. Bu bile, ülkemizin Dışişlerini ve Dış ilişkilerini yönetemeyenlerin edilgenliğinin, acizliğinin ve olana bitene kılıf dikmekten ibaret siyasetinin, resmi bir itirafıdır.. Hatta öyle ki, Putin, bizim yapacağımız tahkikatlara güvenmediği için, araştırma/soruşturma yapmak üzere, Ankara’ya KGB Ajanlarını gönderdi.. Bunların araştırması sonucunda El Nusra Örgütünün, cinayeti üstlendiğini Rusya açıkladı.. Ankara, FETÖ demeye devam etti.. Sonra bir sessizlik oldu ve Putin, “Bu suikastın amacı, Türkiye olan ilişkilerimizi bozmaktır” mealinde bir beyanat verdi ve sular duruldu hatta yakınlaşma hızlandı.. Bu gibi durumlarda, elinizde kesin kanıtlar varsa bile, her daim temkinli olmakta yarar vardır.. İstihbarat ve Operasyon örgütleri arasında, zaman zaman, bizleri çok şaşırtacak ilişkiler ve işbirlikleri olabilir.. Cinayet yöntemleri, sloganları ve silahları, bize asıl faili artık göstermiyor.. Bunu anlamak için, zamanın yeterince geçmesine ve bu olaydan kimin yarar sağladığına bakmak gereklidir.. Sonuçta, süreç gereği Türkiye ile Rusya arasında yakınlaşmayı sağlayacak bir olayı FETÖ ya da arkasında olduğu iddia edilen ve benim de öyle olduğuna inandığım ABD neden yapsın? Daha önce hiç duymadığımız “Arakan Müslümanlarına” yönelik anlatılan tragedya benzeri bir kurgu, iktidar aygıtlarınca, Halep için tekrarlanmaya başlamıştı.. Cinayet öncesi El Nusra sloganları atan Katil Polis, bu iklimden ve bu motivasyondan etkilenmiş olabilir mi? Cinayet işlendiği anda, sevincinden şapkasını havalara attığı iddia edilen yandaş bir gazeteden söz ediliyor.. Sayın Savcılar, onlara da birkaç soru sormayı düşünürler mi acaba? “Öğrencilik yıllarında FETÖ dershanelerine gitmiş” diyorlar.. Ancak gayet iyi biliyoruz ki, şu anda hükümette ve partilerde, o süreçlerden geçip geldiğini bildiğimiz, çok etkili makamları işgal eden, pek çok siyasi, bürokrat ve teknokrat aktör var.. Onlara karşı alınmış bir tedbir var mıdır? İki askerimizi yakarak öldürdüğü iddia edilen bir IŞID var.. Suriye’de, bayrağımızı yakma ayini düzenleyen gruplar var.. Suriye istihbaratını da, hiç yabana atmayın.. Yıllardır sesi sedası çıkmayan MOSSAD’ın (İsrail) ve SAVAK’ın (İran), boş durduklarını mı zannediyorsunuz.. Ermenistan’da pek uslu duruyor.. Farkında mısınız? Hayırdır? Peki, bu suikast; her ikisi de KGB’li olan Putin ve Karlov’un, kendi aralarındaki bir iç hesaplaşma nedeni ile gerçekleştirilmiş olabilir mi? Bir taşla iki kuş.. Ne dersiniz? Bu olay 5-6 sene önce olsaydı, bizim yavşak liberaller “Ergenekon yaptı!” diyeceklerdi.. O zamanın mübarek zatı hoca efendisi de, artık mutfak onun ya, istediğini seçerdi.. Ergenekon, Balyoz, Atabeyler, Fenerbahçeliler, Beşiktaş Çarşı Gurubu.. Hükümet de de arkasındaydı o zamanlar.. Demem o ki.. Bu işin arkasında kuvvetle muhtemel FETÖ olabilir.. Ancak yine de, tembelliğe kaçılmadan, bu iş, tüm yanları ve yönleri ile araştırılıp, hakikatin ortaya çıkartılması gerekmektedir.. Bu iş, Miki’nin Tiki’nin işi filan değildir.. Biri ya da birileri mutlaka var.. Devletimiz, nesnel kriterler ve deliller ışığında, gereğini yapmak üzere, failleri ve kışkırtıcıları bulup ortaya çıkarmalıdır.. Aksi takdirde unutmayın ki, bir gün, Putin, bu hesabı önümüze koyar.. Bu vesile ile son zamanlarda takip etmekte bile zorlandığımız, içerde ya da sınır ötesinde düşen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum.. Onların kanlarının hesabının; unutulmadan, unutturulmadan ve gevşenmeden sorulmasını ve işin Miki’ye havale edilmemesini umuyoruz, diliyoruz ve bekliyoruz.. *********** Son söz.. Atatürk Anıtını, bulunduğu yerden, tekbirlerle(?) kaldıran kriz fırsatçısı Rize Belediyesine ve buna ses çıkarmayarak bir nevi onay veren siyasi iradeye diyorum ki; partinizin yıktığı, PKK ve IŞID'in yaktığı heykeller, milyonlarca gönüle kendiliğinden dikiliyor.. Ona karşı da; dozeriniz, vinçiniz ve kepçeniz var mı? Bu konuda da, bir gün Miki'ye sığınmak zorunda kalmadan, CB'nın son geldiği noktayı iyi kavramanızı diliyorum.. Şehitlerimizin ve bu ülkeyi kuranların kemiklerini sızlatmayın.. İngiliz ajanlarının palavralarına inanmayın.. Onlar alçaktırlar ve haindirler.. Sıkışınca Atatürk'e sığınacağınıza, baştan ona ve ilkelerine sarılın ve rahat edin.. Çünkü huzur ondadır.. Akıl, fikir, ilim, irfan, vicdan, ahlak, fen ve terakki ondadır.. Onun, bize ihtiyacı yoktur.. Bizim, onun fikirlerine ve açtığı yoldan yürümeye ihtiyacımız vardır..

Uçurtmayı Vurmasınlar” filminde, uyurken yatağı ıslatan, küçük çocuğun, kendisine kızan annesine karşı verdiği meşhur cevaptır.. “Ben işemedim ki, Miki işedi..” Geçenlerde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, kendi trol hesabından, kendi kendini öven tweetler attığı hususu gündeme gelmişti.. Kepazelik fazla yayılmadan, suçu, bu iş için anlaştıkları firmaya buldular ve vücutlarının herhangi bir bölgesinde kızarıklığa meydan vermeden, işin içinden sıyrıldılar.. Çok sevdiğim bir laf vardır.. “Eğer Tanrı yoksa, Her şey mubahtır..” Yani yalan söylemek, sizin karakteriniz haline gelmişse, artık sizi kimse durduramaz.. Dinimiz açısından da, en büyük günahlardan biridir, yalan söylemek.. Yani hak ve hakikat hilafına konuşmak.. Yani Hakk’ı inkâr etmek.. Bazıları Cihat gerekçesiyle, Darül Harpte, yalan söylenebileceğinden söz ediyorlar.. Bunlar ki; işlerine, çıkarlarına, ihalelerine, avantalarına, makamlarına ve iktidarlarına uymayan her şeye karşı, kafalarına göre “Cihat” ilan edebiliyorlar.. Siz bu durumlara karşı, yedeğinizde, en iyisi, sanayiden beyninize yedek conta ve aklınıza kayış bulundurun.. Ve sonra Hakk’ı inkâr ederek, Hakk’a nasıl hizmet edileceğini de, oturup düşünün garik..

**********

Ben aslında, bu karine üzerinden, Rusya Federasyonu Büyükelçisine karşı gerçekleştirilen, menfur suikasttan söz etmek istiyorum.. Daha adamcağız son nefesini vermeden, bu alçak cinayeti, hangi örgütün yaptırdığına dair, yetkili ağızlardan net açıklamalar geldi.. Son zamanların malum Günah Keçisi ya da Çöp Torbası görevi FETÖ’ nün dür.. Her şey oraya boca edilebilir.. İlgililer de öyle yapıp, işin içinden çıkıverdiler ve rahatladılar.. Benim, sizlerin de malumu olduğu üzere, kişisel olarak, onların kahpece kurulan tuzaklarına düşürülmüşlüğüm ve bedel ödemişliğim vardır.. Hiç şüphesiz; iftira, yalan, dolan, kumpas, tuzak vb.. bu alçakların en iyi bildiği ve becerdiği işlerdir.. Ancak biz mert isek, namertliğe tenezzül etmeden, mertliğimizi, yeni bedeller ödemecesine sürdüreceğiz ve Hakk’ın yolundan yürüyeceğiz.. “Dün öyleydi bugün böyleydi, dün kandırıldım, bugün ütüldüm yarın gözüm açılacak, yağmur yağdı böyle oldu, evde elektrikler kesildi, ben daha ne yapayım, Miki yaptı işte, inşallah, maşallah, bismillah” deyip, hakikati kıvırıp çevirmeyeceğiz.. “Onur” Kavramı; dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaşayanlar başta olmak üzere, pek çok insan için, inançtan ve mensubiyetten bağımsız ve üstte bir değerdir ve yaşam sebebidir.. Onur; kişinin kendi varlığına, kendi kişiliğine karşı beslediği saygı, insanı insan yapan iç değerdir. Onurunu koruyamayanlar; Batı’da istifa ederler, Doğu’da ise intihar ederler.. Ne doğuda ne de batıda değilseniz, ya da işinize gelince doğulu işinize gelince batılı gibi davranıyorsanız, durum bizdeki gibi olur.. Yani ne kızarırsınız, ne kavrulursunuz, ne de yanarsınız.. Yani ne size bir şey olur, ne de sizden bir şey olur..

**********

Her neyse lafı fazla dolandırdık.. Rusya Federasyonu Büyükelçisi Andrey Karlov’a yapılan suikast; bende, her nedense birden, 1. Dünya Savaşının çıkmasına sebep olan kıvılcımı yani Avusturya Veliaht prensi Franz Ferdinand’ın, 28 Haziran 1914 de, Saraybosna’da, Sırp Gavrilo Princip tarafından, bir suikast sonucu öldürülüşünü çağrıştırdı.. Eğer bu cinayet RF ile ilişkilerin gergin olduğu süreçte yani 3-4 ay kadar önce işlenmiş olsaydı, başımıza nelerin gelebileceğini düşünmek bile istemem.. Üstelik ABD ve AB ile de ilişkiler, bu kadar kötü iken.. “Komşularla Sıfır Sorun” diyenler, sıfır komşu kalınca, ağız değiştirip “Onurlu Yalnızlık“ deyiverdiler.. Bu bile, ülkemizin Dışişlerini ve Dış ilişkilerini yönetemeyenlerin edilgenliğinin, acizliğinin ve olana bitene kılıf dikmekten ibaret siyasetinin, resmi bir itirafıdır.. Hatta öyle ki, Putin, bizim yapacağımız tahkikatlara güvenmediği için, araştırma/soruşturma yapmak üzere, Ankara’ya KGB Ajanlarını gönderdi.. Bunların araştırması sonucunda El Nusra Örgütünün, cinayeti üstlendiğini Rusya açıkladı.. Ankara, FETÖ demeye devam etti.. Sonra bir sessizlik oldu ve Putin, “Bu suikastın amacı, Türkiye olan ilişkilerimizi bozmaktır” mealinde bir beyanat verdi ve sular duruldu hatta yakınlaşma hızlandı.. Bu gibi durumlarda, elinizde kesin kanıtlar varsa bile, her daim temkinli olmakta yarar vardır.. İstihbarat ve Operasyon örgütleri arasında, zaman zaman, bizleri çok şaşırtacak ilişkiler ve işbirlikleri olabilir.. Cinayet yöntemleri, sloganları ve silahları, bize asıl faili artık göstermiyor.. Bunu anlamak için, zamanın yeterince geçmesine ve bu olaydan kimin yarar sağladığına bakmak gereklidir.. Sonuçta, süreç gereği Türkiye ile Rusya arasında yakınlaşmayı sağlayacak bir olayı FETÖ ya da arkasında olduğu iddia edilen ve benim de öyle olduğuna inandığım ABD neden yapsın? Daha önce hiç duymadığımız “Arakan Müslümanlarına” yönelik anlatılan tragedya benzeri bir kurgu, iktidar aygıtlarınca, Halep için tekrarlanmaya başlamıştı.. Cinayet öncesi El Nusra sloganları atan Katil Polis, bu iklimden ve bu motivasyondan etkilenmiş olabilir mi? Cinayet işlendiği anda, sevincinden şapkasını havalara attığı iddia edilen yandaş bir gazeteden söz ediliyor.. Sayın Savcılar, onlara da birkaç soru sormayı düşünürler mi acaba? “Öğrencilik yıllarında FETÖ dershanelerine gitmiş” diyorlar.. Ancak gayet iyi biliyoruz ki, şu anda hükümette ve partilerde, o süreçlerden geçip geldiğini bildiğimiz, çok etkili makamları işgal eden, pek çok siyasi, bürokrat ve teknokrat aktör var.. Onlara karşı alınmış bir tedbir var mıdır? İki askerimizi yakarak öldürdüğü iddia edilen bir IŞID var.. Suriye’de, bayrağımızı yakma ayini düzenleyen gruplar var.. Suriye istihbaratını da, hiç yabana atmayın.. Yıllardır sesi sedası çıkmayan MOSSAD’ın (İsrail) ve SAVAK’ın (İran), boş durduklarını mı zannediyorsunuz.. Ermenistan’da pek uslu duruyor.. Farkında mısınız? Hayırdır? Peki, bu suikast; her ikisi de KGB’li olan Putin ve Karlov’un, kendi aralarındaki bir iç hesaplaşma nedeni ile gerçekleştirilmiş olabilir mi? Bir taşla iki kuş.. Ne dersiniz? Bu olay 5-6 sene önce olsaydı, bizim yavşak liberaller “Ergenekon yaptı!” diyeceklerdi.. O zamanın mübarek zatı hoca efendisi de, artık mutfak onun ya, istediğini seçerdi.. Ergenekon, Balyoz, Atabeyler, Fenerbahçeliler, Beşiktaş Çarşı Gurubu.. Hükümet de de arkasındaydı o zamanlar.. Demem o ki.. Bu işin arkasında kuvvetle muhtemel FETÖ olabilir.. Ancak yine de, tembelliğe kaçılmadan, bu iş, tüm yanları ve yönleri ile araştırılıp, hakikatin ortaya çıkartılması gerekmektedir.. Bu iş, Miki’nin Tiki’nin işi filan değildir.. Biri ya da birileri mutlaka var.. Devletimiz, nesnel kriterler ve deliller ışığında, gereğini yapmak üzere, failleri ve kışkırtıcıları bulup ortaya çıkarmalıdır.. Aksi takdirde unutmayın ki, bir gün, Putin, bu hesabı önümüze koyar.. Bu vesile ile son zamanlarda takip etmekte bile zorlandığımız, içerde ya da sınır ötesinde düşen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum.. Onların kanlarının hesabının; unutulmadan, unutturulmadan ve gevşenmeden sorulmasını ve işin Miki’ye havale edilmemesini umuyoruz, diliyoruz ve bekliyoruz..

***********

Son söz.. Atatürk Anıtını, bulunduğu yerden, tekbirlerle(?) kaldıran kriz fırsatçısı Rize Belediyesine ve buna ses çıkarmayarak bir nevi onay veren siyasi iradeye diyorum ki; partinizin yıktığı, PKK ve IŞID'in yaktığı heykeller, milyonlarca gönüle kendiliğinden dikiliyor.. Ona karşı da; dozeriniz, vinçiniz ve kepçeniz var mı? Bu konuda da, bir gün Miki'ye sığınmak zorunda kalmadan, CB'nın son geldiği noktayı iyi kavramanızı diliyorum.. Şehitlerimizin ve bu ülkeyi kuranların kemiklerini sızlatmayın.. İngiliz ajanlarının palavralarına inanmayın.. Onlar alçaktırlar ve haindirler.. Sıkışınca Atatürk'e sığınacağınıza, baştan ona ve ilkelerine sarılın ve rahat edin.. Çünkü huzur ondadır.. Akıl, fikir, ilim, irfan, vicdan, ahlak, fen ve terakki ondadır.. Onun, bize ihtiyacı yoktur.. Bizim, onun fikirlerine ve açtığı yoldan yürümeye ihtiyacımız vardır..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.